İNSANLARIN ARASINI AÇAN SÖYLEMLER (YALAN) - Batman Pusula Gazetesi
bonus veren siteler casinositeleri.co https://www.battle-brothers.net
güvenilir casino siteleri istanbul evden eve nakliyat deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler popüler casino siteleri sex shop ofis taşıma parça eşya taşıma evden eve nakliyat nakliyat casino siteleri 2024 en iyi casino siteleri erotik shop jojobet giriş jojobet
Akşam Vakti a 19:38
Batman KAPALI 29°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

İNSANLARIN ARASINI AÇAN SÖYLEMLER (YALAN)

Spread the love

Doğruluk değeri taşımayan…

Var olması gerekenler ile olmayanlar arasında zıtlık hali yaratan…

Erdemli olmayı sonlandıran, liyakat ve kaliteyi bitiren…

Kabul etmeme ve hakikati ret etme…

Yok sayma ve üzerini örtme…

Kötülüğün yolunu açan ilk adımlar olarak insanlar arası iletişimin yok olmasına neden olan söylemler…

Sözler, olayların ve yaşamın ifade aracıdırlar. Söz ve dile getirilen söylemler iletişim kanallarının parçalarıdır. İletişimin sağlanmasında, yaşam alanlarının üyeleri olan insanların topluluk hayatını sürdürmesinde kullanılan dil başlı başına bir varlık bilinci doğurur.

Dil ırklar, cinsler ve türlerin kendi yapısal içeriğinde edindiği rol ile canlılar dünyasının önemli bir iletişim ağının varlığını ortaya koyar. Dil canlı bir varlıktır. Her canlının kendi türüyle yaptığı iletişimin anlaşma aracı itibariyle olumlu ortamları doğurur.

Kısaca “İletişim” ve “Anlaşma”…

Eksikliği sorun yaratan ve kurulamayan bağlar sonucu olumsuz eylemlere yol açan en önemli unsur: DİL…

Dil ve onun kanalı olduğu sözlerin yarattığı iletişim ağı ve insanlar arası diyaloglar, var olan gerçekleri ve var olan durumları olduğu şekli ve özelliği ile yansıtmaya çalışma üzerine kuruludur.

Dil bir kanal ve araç, sözler ise duyguların, düşüncelerin, heyecanların varlık kazanan yönü, gerçekler de varlığın asıl özü olarak insanı açıklayan bilgileri hayat sürecine katan doğru niteliklerdir. Dil ile sözün uyumlu olması kaçınılmazdır. Çünkü doğru ifadeler ve gerçek bilgilerin varlığı ancak sözlerin var olanı olduğu gibi yansıtmasıyla mutlak değer özelliği kazanır.

Bu manada dili ifade ettiği söylemler hakikat, gerçek, doğruluk ilkeleri üzerine kurulu olmalıdır. Değilse insani değerlerin de unutulduğu, değerlerin ortadan kalktığı ve insanların birbirine düşman hislerini beslediği etkenlere neden olunur.

Olması gereken, dilin aracı olduğu sözlerin doğru ve gerçek değeri kazanarak ifade edilmesidir. Dilin gerçek olmayan sözleri ifade etmesi, gerçek bilgi değeri taşımaması da “Yalan” ı ortaya çıkarır. Yalan “İnanılmayan veya bilgi sahibi olunmayan konularda aldanma üzerine kurgulanan söz veya sözler topluluğu” diye tanımlanabilir.

En önemli yönü, aldanmak-aldatmak olan yalan kavramının sosyal ilişkilere verdiği zarar da birbirine yabancılaşan insanların ortaya çıkmasına neden olmasıdır. Sözler değer taşır, çünkü varlığın ve insanın asıl bilgiye ulaşmasında, kendi benliğini ve iradesini tanımasında önemli rol edinir.

İnsanı aldatmanın en basit yolu sözleri çarpıtmak, yanlışı öne sürmek, doğru bilgiyi saklamak, gerçek olanı saptırarak insanları kandırma sonucuna götürmektir.

Yalan bu yüzden kötüdür. İnsanı değersizleştirdiğinden, gerçek bilgiyi ortadan kaldırdığından, doğrunun sağladığı güven ortamını sonlandırdığından kirliliğin işaretidir.

İnsanların yabancılaşması ve kirlenmesinin ilk adımlarında yalan sözlerin davranışlarla meydana getirdiği uyumluluk vardır.

İnsanı yalan söylemeye götüren nedenlerin başında ise kendi varlığına yönelik hiçbir olumsuzluğu kabul etmeme dürtüsü yatar.

Kendini haklı görme ve kabahatleri, problemleri, sorunları başkasında görme ile suç unsurunu üzerinden atıp, çevrede suçlu arama psikolojisi, yalan unsurunun tetikleyicisi olmakta.

Bir bakıma yalan zaaflarımızdan doğar.

Zayıf yönümüz veya kişisel zaaflarımızın görmezden gelindiği durumlarda başkalarının eksikliklerini ve yetersizliklerini göz önüne alıp savunma mekanizmaları geliştirmeye çalışırız. “Yalan söylemek bir hastalıktır” demek ağır bir itham olmakla beraber, yalanı alışkanlık ve diğerine zarar verme boyutuna getirenler için hastalık kavramının kullanılması zorunlu olmakta.

Yalan aynı zamanda kabul etmeme anlamı da taşır. İnsanı, durumları, olayları, gerçekleri kabul etmemek, onları yokmuş gibi yansıtmaya çalışmak da yalan kavramının uzantısıdır. Yoldan çıkarma manasında da kullanılan kavramın hakikat ile gerçekleri yok saymanın diğer bir tanımlamasıdır.

Kin duymak veya nefret duyguları taşımak da yerine göre yalan dürtüsünü ortaya çıkarmakta. Haset duymak veya düşmanlık duyguları ile nefret duygusunu beslemeye çalışmanın kazandırdığı olumsuz kişilik tiplerinin sayıca artışı, bireysel yıkım dünyaları yaratmakta.

Daha kötüsü toplumsal yapının temel bütünlüğüne yabancı insanların sapkınlık, yıkım, kan ve ölüm üzerine kurulu davranışlarını doğuran gerçekleri önümüze sermekte.

Zamanımızın farkında olunmayan hallerinden biri durumunda olan yalan konuşma veya yalan ifadeler bir bakıma toplumsal kişiliğimiz ve sosyal benliğimizin zayıf olan taraflarını gösteriyor. Çünkü özellikle genç kesim ağırlıklı olarak üzere suçu başkalarına atma veya kendini savunma pozisyonunda yalan sözler devreye kolayca girebilmekte.

Güvensizliğin ve tecrübe kazanma isteğinin eksikliği kişide yalana başvurmayı bir silah olarak doğuruyor.

Bir de kıskançlık ve diğerini çekememenin doğurduğu, başkalarını art niyetli kötüleme pozisyonları var ki, tamamen kötü niyetin, kinin, nefretin olağanlaşma sonucu doğurduğu dürtüleri işaret etmekte.

Erdemli olandan yana iyi huyların, karakteristik özelliklerin, güzel sözlerin yerini kin, nefret, husumet gibi dürtülerin alması sonucu yalan olgusu ile başlayan ve kötü-art niyetli eylemlere dönüşen kişilik tiplerinin karşımıza çıkan yıkıcı yaşam modelleri toplumsal sorunlarımızın başında gelmekte.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

BAKIŞMALARIMIZ

HIZLI YORUM YAP