Türkiye'nin eğitimle imtihanı ne durumda?

Şuraya,  tam ortaya bıraktım sorumu. Bilgisi olanın fikri de vardır, cevaplar birileri nasılsa! Benim başka sorulara yanıtlarım var.

Eğitim ne içindir?

Eğitim özgürleştirmek içindir!

Kanca takmak için değil!

İyi bir birey ve iyi bir vatandaş olmak, üretimde kalmak ne içindir?

Bağımsız ve özgür bir vatan yaratmak içindir!

Ümmet olmak için değil!

Din devletine doğru dikenli bir yolda yürürken ülkem; din öğrenilen bir şey, ahlak keşfedilen bir yoldur. Bu böyle bilinir. Oysa ülkemizde din ve ahlak bilgisinin aynı düzlemde yürümemesi ne tuhaf. 

Yeterince ahlaklı olmayı keşfe hazır mıyız?

Yaşayarak göreceğiz!

Cevabını herkes kendisi vermeli!

Özgür düşünce,

değerler,

aidiyet,

öğretmenlerde nitelik sorunu,

geleceği inşa etmek,

öz yönetim,

bilişsel esneklik,

bilinçlilik,

motivasyon konularına hiç değinmeyeceğim. Çözülmesi ve üzerinde çalışılması gereken başlıklar olarak asılı duruyor ülkemin eğitim sorunları olarak karşımızda…

Milli Eğitimin her toplantısında “21. Yüzyıl Yetkinlikleri” konuşuluyor durmadan. Duvarda açılan kocaman çivi delikleri gibi kırık dökük eğitimimiz, saatleri ayarlayıp elektrikten tasarruf edeceğiz yalanına kurban edilmiş sabah karanlığında okul yoluna düşen çocuklarımız, Arizona teknolojisini kullanımınıza sunuyoruz iddiasıyla kontrolsüz bir biçimde teknolojiyi eğitime amaç edinen okullarımız, kib diye biten “kendine iyi bak” kısaltmaları ile konuşan gençlik jargonlarımız arasında:

Sabır,

motivasyon,

eski moda disiplin önerileriyle,

pandemi koşullarında, 

mali güçlükler içinde evlerinde çocuklarıyla başbaşa bırakılan anne babalar…

Perişanız milletçe!

Şükür!

Çocukların yeterlilikleri ile dünyanın beklediklerinin farkının açıldığı bir dünyada yaşıyoruz.

Merak duygusu körelmiş,

başarısızlıklardan ders alma,

bilgiyi yorumlayabilme yeteneği gelişmemiş kocaman bir eğitim ordusuyla büyüklerin çocukça oyunlarına alet oluyoruz…

Belirsiz,

karmaşık 

muğlak bir gelecek bizi bekliyor…

Umut düzeyi düşük bir nesil var avuçlarımızda…

“Cehaletten başka karanlık yoktur.”

William Shakespeare’in yaklaşık 400 yıl önce söylediği “Cehaletten başka karanlık yoktur.” cümlesinin günümüzde hala geçerli olması tuhaf olmakla beraber insanlığın ilerlemesi açısında da çok korkutucu. Liyakat ile sadakat arasındaki farkın  yer değiştirdiği bir eğitim politikası içinde yine bir 24 Kasım’da daha “Öğretmenler Günü”nü kutluyoruz milletçe!

Buna da şükür diyenler çıkabilir!

Yorum yok!

Kutlu olsun!