Toprak baharı istiyordu, karnımdaki
Teknelerinle sen, dünyayı.
Gelmekte ısrarcıydın, tutamadım içimde,
Ellerinden tutmayı arzuladım ve geldin.
Doğuştan kınalı parmakların, Kaçırdığın bakışlarınla
Kalbi hızlıca atan, nefesleri sayılı bir bebek.
Adını duyurduğumda Mezopotamya bayrama tutuştu,
Bir müjdeydin bize kızım.
Çocukluğunu kırlarda açan bir papatya gibi büyüttün,
Asi, bir o kadar sitemkar!
Sanki savaş halindeydi seninle hayat,
Sanki kucaklamak istiyordun dünyayı.
Kocamandı yüreğin, sardıkça kırdılar kanatlarını
Saramadım.
Görmedim seni büyürken.
Kapı ardındaki sessiz çığlıklarını hiç duyurmadın.
Konuştukça lâl kesildin,
Sustuklarını en çok ben duydum.
Uzadıkça saçların, ilmek ilmek ördüm.
Kader gibi, kederdi sanki.
Yatağında akan Dicle’yi kıskandıkça
Uyutamadım seni hiç bir masalla.
Bir çocuktan daha fazlaydın hep,
Ağlayan kadınların gözyaşlarını sildiğinde minicik ellerinle,
O zaman anladım,
“sen bir çocuktan hep daha fazlaydın”.
Gömleği giydiğinde baba oluyordun
Kirlendikçe yüzün anne.
Gençliğini hiç göremedim,
Saçlarına çoktan ak düşmüş bir Anadolu kadınıydın,
elleri çatlak,yüreği alev alev yanan,
yaşadıkça harlaşan,yandıkça büyüyen.
Seni en çok, sen büyüttün kızım.
Yaşananları sadece sen gördün,ağırlaştın.
Ağrıların seni yolun sonuna itti biliyorum,
ama dayanmalısın!
Sen bana Bayramdın,unutma.
Bunu yaşat,
Dokunduğun hayatlara müjdeni götür,
bitirme Mizgin’ini.
“Bitmezsin bilirim,dedim ya kızım sen hep başkaydın”..
İLUH DERESİNE ÇÖZÜM