SAĞLIKÇILARIN DURUŞMASI 26 ARALIK’TA

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Spread the love

Ocak 2016 yılında Cizre’de yaşanan hendek olaylarında yaralılara yardım etmek için Batman’dan yola çıkan ancak Midyat’ta güvenlik gerekçesiyle güvenlik güçleri tarafından durdurulan Sağlıkçıların duruşması 26 Aralık 2018 tarihinde Mardin’de görülecek.

Konuyla ilgili açıklama yapan KHK ile ihraç edilen eski Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Batman Şube Eş başkanı Mustafa Yurtsever, İnsan sağlığını korumak geliştirmek ile görevli sağlık çalışanları olarak mesleğe başlarken yeminlerle topluma karşı mesleklerini hangi ilkeler ışığında yürütüleceğine dair söz verildiğini bildirdi.

İnsan yaşamına en üst düzeyde saygı göstermek mesleklerini uygularken gözettikleri temel ilke olduğunu anlatan Yurtsever, “Bu nedenle yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, milliyet, cinsiyet, ırk, politik düşünce, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin hastalarımızla aramıza girmesine izin veremeyiz. Tıbbi bilgimizi ve becerimizi hastalarımızın yararı için kullanırız. Toplum yeminimizin farkındadır ve bizlerin bu yeminlerin içeriklerine uygun davranacağımıza olan güvenle bizden yardım ister, kendini, bedenini bize teslim eder ve en gizli sırlarını bizimle paylaşır. Mesleklerimizin bize yüklediği bu sorumluluğu ancak, yaşamımızı insana adadığımızda, hastaların sağlığını ve onurunu en üst düzeyde koruduğumuzda, hastalarımızın haklarına saygı duyarak, mesleğimizi özerk biçimde, vicdanımızla ve onurumuzla sürdürdüğümüzde yerine getirebiliriz. Bu nedenle çeşitli zamanlarda egemen politikalar, ön yargılar, çıkarlar, mesleğimizi ilkelerine uygun olarak uygulamamızı engellemeye çalıştığında tüm güçlüklere karşın görevimizi yerine getirmeye devam ederiz.” dedi.

BASIN AÇIKLAMASIYLA YOLA ÇIKTIK

Söz konusu tarihte Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Batman Şube Eş başkanı hatırlatan Yurtsever, ” Cizre İlçesinde 79 gün boyunca sokağa çıkma yasağı nedeni ile devam eden güvenlik operasyonları sürerken, sivillerin çatışma bölgesinde kaldığını, sağlık yardımı istediklerini ve sağlığa erişimde çok büyük sorunlar yaşadığını basına ve kamuoyuna yapılan açıklamalardan öğrendim. 30 Ocak 2016 günü Cizre ilçesinde Sağlık Bakanlığı’nın Ambulanslarının gidemediği, çatışmalarla tahrip olduğu belirtilen bir bölgedeki yaralılara ulaşıp en yakın sağlık kuruluşuna götürmek üzere bir ambulans ile Cizre ilçesine gitmek üzere yola çıktık. İçlerinde çocukların da olduğu belirtilen yaşamsal sağlık sorunları olan sivillerin yardım çağrılarının her gün duyulduğu, çatışma endişesi ile Sağlık Bakanlığı ambulanslarının girebilmek için uzakta beklediği, sağlık mensuplarının meslek örgütlerinin açıklamalar yaptığı bir dönemde, 13 Sağlık Çalışanı olarak Batman Belediyesi tarafından verilen ambulans ve şoförü ile birlikte bir sağlık koridoru açılabilmesi, hasta ve yaralıların olduğu belirtilen yere ulaşabileşeceğimiz umuduyla yola çıktık. Gideceğimiz yere, yaptığımız basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaşarak yola koyulduk. Ayrıca bağlı olduğumuz sendika ve meslek odalarımız aracılığıyla Sağlık Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına, hükümete Cizre’ye neden gittiğimizi ilettik.

YETKİLİLERE GÖNÜLLÜ OLDUĞUMUZU BİLDİRDİK

Cizre’de yaşanan sorunun bir insanlık dramına dönüşmeden çözümlenebilmesi için bundan önceki pek çok doğal afet ve toplumsal sorunda olduğu gibi yaralılara güvenli ortam ve koşullarda ulaşılarak yaralıların ivedilikle tedavi altına alınabilmesi için gönüllü olduklarını yetkililere bildirdiklerini anlatan Yurtsever, “Gerek vicdani etik ve gerekse meslek ahlakını da göz önünde bulundurarak Cizre’ye gitmek için ambulansla yola çıktık. Yola çıkış nedenimiz tamamen sağlığın erişimi üzerineydi. Bu durum sağlıkçı olmamızdan ve konuya duyarlı yurttaş olmamızdan kaynaklıdır. Özellikle sivil tıbbi hizmetlerin aksadığı bölgelerde, tıbbi bakıma gereksinim duyulduğu hallerde sağlık çalışanları bu bölgelere girebilmelidir.Hasta ve yaralı siviller korunmalı, insanca davranılmalı ve gecikmeden tıbbi bakım talepleri sağlanmalıdır. Bu ilkeler ışığında Cizre’ye doğru gönüllü olarak yola çıktık. Buradaki amacımız bodrumlarda mahsur kalan hasta,yaşlı,kadın,çocuk kısacası tüm sivilleri güvenli bir şekilde alıp en yakın sağlık kurumu olan Cizre Devlet Hastanesine ulaştırmaktı.”

MİDYAT’IN ÖTESİNE GİDEMEDİK

Tüm ısrarlarına ve çabalarına rağmen Midyat’ın ötesine gidemediklerini ve güvenlik gerekçesiyle geçişlerinin engellendiğini belirten Yurtsever, “Bizlerin mesleki görevlerimizi güvenli koşullarda yerine getirmemizi, güvenlik güçlerince engellenmekle kalmamış, Sağlık koridoru açma girişimimiz yaptırımlara ve davalara maruz bırakıldık.İnsan yaşamını büyük bir adanmışlıkla her şeyin önünde tutan, insanın sağlığını öncelemeye özen gösteren sağlık çalışanları olarak ne yazık ki 28 Eylül 2018 tarihinde Mardin’de yargılanmaya başlandık. Tüm bunların ışığında bizlere örgüt üyeliğinden Mardin 3. Ağır ceza mahkemesinde dava açıldı. 28 Eylül’de yapılan ilk duruşmamızda neden Cizre’ye gittiğimizi çok net ve açık bir şekilde ifade ettik. “

DURUŞMA 26 ARALIK’TA

Mardin 3. Ağır ceza mahkemesinde görülen davanın il duruşmasının 28 Eylül’de yapıldığını ve 26 Aralık 2018 tarihinde 2. Duruşman’ın yapılacağını hatırlatan Yurtsever sözlerini şöyle sürdürdü. “Bir Sağlık çalışanı olarak bağlı olduğumuz değerler; insan yaşamının korunmasına dair mesleki etik değerlerimiz yargılanmaktadır. Bu değerlere uymak için hiçbir sağlık çalışanı kimseden emir ve talimat almaz. İhtiyacı olanlara gerekli bakımın sağlanması biz sağlıkçıların mutlak yerine getirmeleri gereken temel bir görevdir ve bu görevde yaş, hastalık ya da engellilik durumu, inanç, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir etmenin görevimizle hastamız arasına girmemesi gerekir. Böyle bir uygulama Sağlık çalışanlarının güvenliğini tehdit eden ve sağlık hizmetleri sunumunu engelleyen uygulamalardır. Biran önce bu tür uygulamalardan vazgeçilmelidir. Sağlık hizmetini sunmaya çalışanlar değil, bu hizmeti engelleyenler yargılanmalıdır. Sağlık çalışanının ihtiyacı olana yardım etme çabası yargılanmamalıdır. Bizler mesleki sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalıştığımız için yargılanmaktayız. Son olarak Bugün yaşadıklarımız tarihseldir ama geçicidir. Kalıcı olan toplumsal barıştır, kardeşliktir, adalettir. “