Mahsum Cihangir - Batman Pusula Gazetesi
bonus veren siteler casinositeleri.co https://www.battle-brothers.net
güvenilir casino siteleri istanbul evden eve nakliyat deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler popüler casino siteleri sex shop ofis taşıma parça eşya taşıma evden eve nakliyat nakliyat casino siteleri 2024 en iyi casino siteleri erotik shop uluslararası nakliyat
Öğle Vakti a 12:17
Batman AÇIK 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Mahsum Cihangir

Mahsum Cihangir

16 Kasım 2023 Perşembe

YAHUDİLER İLE İLGİLİ HADİSLER

yahudi̇ler i̇le i̇lgi̇li̇ hadi̇sler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yahudiler ile ilgili hadisler nelerdir? Yahudiler duyduğu zaman tir tir titrediği ve korktuğu hadis… Yahudilerin en çok sevdiği gargat ağacı nedir?

Müslümanlarla Yahudiler Çarpışmadıkça Kıyamet Kopmayacaktır

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Müslümanlarla Yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç Yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey Müslüman! Arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.” (Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82)

Biz Musa’ya Sizden Daha Lâyık ve Yakınız

İbn Abbâs’tan (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) Medine’ye geldiği zaman, Yahudiler âşûrâ günü oruç tutuyorlardı. Resûlullah (sav) onlara, “Oruç tuttuğunuz bugün nedir?” diye sordu. Onlar da “Bugün Allah’ın, Musa’yı ve kavmini kurtarıp Firavun’u ve kavmini (suda) boğduğu büyük bir gündür. Musa şükretmek için bugün oruç tuttu. Biz de (bu nedenle) oruç tutuyoruz.” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sav): “Biz Musa’ya sizden daha lâyık ve yakınız.” buyurdu. Ondan sonra âşûrâ günü Resûlullah (sav) hem kendisi oruç tuttu hem de oruç tutulmasını emretti. (M2658 Müslim, Sıyâm, 128; B2004 Buhârî, Savm, 69)

Müslüman Kendine Yakışanı Yapar

İbn Ebû Leylâ’nın anlattığına göre, Kays b. Sa’d ve Sehl b. Huneyf Kâdisiyye’de bulundukları bir sırada yanlarından bir cenaze geçmiş onlar da ayağa kalkmışlardı. Onlara bunun bir zimmîye (Müslüman topraklarında yaşayan anlaşmalı bir gayri müslim vatandaşa) ait olduğu söylendi. Bunun üzerine şöyle dediler: “Resûlullah’ın (sav) yanından bir cenaze geçti de o ayağa kalktı. Kendisine, ‘O bir Yahudi’dir.’ denilince, ‘O da bir can değil mi?’ buyurdu.” (M2225 Müslim, Cenâiz, 81; B1312 Buhârî,Cenâiz, 49)

Allah, Yahudileri Kahretsin!

Allah, Yahudileri kahretsin! Şüphesiz Allah, onlara, leşlerin iç yağlarını yasakladığı zaman, onlar, onu erittiler, sonra da satıp parasını yediler. ( Buhârî, Müslim, Müsâkât 71 (1581); Ebu Dâvud, İcâre 64 (3486); Tirmizî, Büyü1 61 (1297);)

En’âm: 6/146’da geçtiğine göre, yüce Allah, Yahudilere; sığır ve koyunun sırtlarında, bağırsaklarında yada kemiklerinde ki yağlar hariç bu tür hayvanların iç yağınıyemeyi haram etmişti. Onlar ise ölmüş hayvanın iç yağını yeme yerine o yağı eritip satmak suretiyle parasını yediler. Böylece iç yağını yeme yerine parasını yemeyi tercih etmişlerdi.

“Kafir Olan Bir Kavmi Seven…”

“Kafir olan bir kavmi seven, onlarla dostluk kuran mümin, kıyamette o kafirlere haşrolur.”

Devamını Oku

YAHUDİLER KENDİLERİNİ NEDEN ÜSTÜN GÖRÜR?

yahudi̇ler kendi̇leri̇ni̇ neden üstün görür?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yahudiler bunlar kendilerini başkalarından farklı ve üstün gördüklerinden, seçilmiş ve efendi konumunda olduklarına inandıklarından insanlık ailesi içinde daima problem teşkil etmişlerdir. Bu seçilmişlik ve üstünlük anlayışı hem kendileri hem de başkaları için tarih boyunca daima düşmanlıklara ve büyük felaketlere sebep olmuştur. Yahudiler bu üstünlük ve seçilmişliklerini, tahrif ettikleri kutsal metinlere dayandırmaktadırlar. Bunlar Yahova‘yı Yahudilerin ilahı, Tevrat’ı da Yahudilerin kitabı haline getirmişler, inançtan ziyade ırkı ön plana çıkarmışlardır. Bu, muharref Tevrat’ta açıkça görülmektedir. “Siz ilahınız Rab için kutsal bir kavimsiniz. İlahınız Rab kendi has kavmi olmanız için yeryüzündeki bütün milletler arasında sizi seçti.” (Tesmiye 7/6) “Seni çok verimli kılacağım. Soyundan milletler doğacak, krallar çıkacak. Ahdimi seninle ve soyunla kuşaklar boyunca sonsuza kadar sürdüreceğim. Senin, senden sonra da soyunun ilahı olacağım. Bütün Kenan ülkesini sonsuza kadar mülkünüz olmak üzere sana ve soyuna vereceğim. Onların ilahı olacağım.” (Tekvin 17 / 6-8)

İsrail ile diğer millete arasındaki kategorik ayırım kutsal topraklarda diğer topraklar arasında da söz konusudur. Buna göre yeryüzünün merkezinde bulunan İsrail toprakları Tanrı’nın kutsallığının ve hükümranlığının doğrudan tecelli etti bölgeyi ifade etmekte, bu bölgenin merkezinde Kudüs ve onun da merkezinde yer alan Siyon dağı ile mâbed bölgesi söz konusu kutsallığın doruğa ulaştığı mekânları temsil etmektedir. Yahudilere göre fiziki Kudüs, semavi Kudüs’ün yeryüzündeki karşılığı ve izdüşümüdür. Bu yüzden Kudüs ve mâbed bölgesi semavi Kudüs’e açılan kapıdır. Bu toprakların yabancılara satılması veya kiralanması, başkalarının eline geçmişse oraların satın alınmasına dair hükümler Talmud’da mevcuttur. Irk dini haline getirilen Yahudiliğin muharref metinlerine bakıldığında bütün İsrail’in uyguladığı terör ve şiddetin nereden kaynaklandığı açıkça görülecektir. Kudüs’ün Yahudileştirilmesi, Filistin topraklarının kademe kademe işgali, bu işgalin Nil ile Fırat arasındaki bölgeyi kapsayacak şekilde hedeflenmesi İsrail’in temel siyasetidir. Yeni tabirle bu, İsrail’in teopolitikasıdır.

Irkın ve toprağın kutsallaştırılmasına dayanan bu anlayış eğitim hayatının da temelini teşkil ettiği için anaokulundan üniversiteye kadar Yahudi nesli bu anlayışa göre yetiştirilmekte, böylece her İsrailli kendisini başkalarından farklı ve üstün görmekte, Yahudi olanla olmayan arasında peşin bir ayrılık ve aykırılık ortaya çıkmaktadır.

Bizler Yunus’un ifadesiyle; yaradılanı yaradandan ötürü severken, onlar, sadece kendi İlahları Yahova‘yı ve onun seçkin yarattığı kendilerini sevmektedirler. Başkalarını kendilerinden farklı gördükleri her türlü uygulamayla kendini göstermektedir. İnançlarına göre bir Yahudi başka bir Yahudi aleyhine şahitlik yapamaz. Bir Yahudi başka bir Yahudiye faizle borç veremez. Fakat başkalarına faiz uygular. Bir Yahudiye tokat vurmak, Yahova’ya tokat vurmak gibidir. Bu türlü bir inanç ve anlayış bütün problemlerin temelini teşkil etmektedir. Kaynak İslamveihsan

Devamını Oku

Çocuk yetiştirmek

çocuk yetiştirmek
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İslâm fıtratı üzere doğan çocukların bu safiyetini koruma vazifesi anne ve babaya tevdi edilmiştir. Ailenin neşesi, toplumun bekâsı, yarınların ümidi olan çocukların terbiyesi, hususî bir ihtimamı gerektirmektedir. “Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden mesulsünüz.” (Buhârî, Vesâyâ, 9) hadis-i şerifiyle bu gerçeği ifade eden Efendimiz, çocuklarına karşı sevgi ve şefkatle davranmak sûretiyle onlara düşkün olan hanımları methetmiştir.

ÖLDÜKTEN SONRA SEVABI KESİLMEYEN AMEL

Dinimize göre hayırlı ve iyi çocuklara sahip olmak, dünya hayatı için bir mutluluk kaynağı olduğu gibi âhiret hayatı için de kesintisiz sevap vesilesidir. Peygamberimiz kişinin ölümünden sonra bile amel defterinin kapanmamasını sağlayan üç şeyden birinin “kendisine dua eden hayırlı bir evlât” olduğunu bildirmiştir.

HER MÜSLÜMANIN ETMESİ GEREKEN DUA

Bütün Müslümanların, Hak Teâlâ’dan kendilerine göz nuru eşler ve çocuklar vermesi için dua ve niyazda bulunmalarını tavsiye eden Kur’ân-ı Kerîm (el-Furkân 25/74), bazı peygamberlerle salih kulların da Allah Teâlâ’dan bilhassa hayırlı çocuklar ve temiz nesiller istediğini bildirmektedir. GÜNAHLAR NE ZAMAN YAZILMAYA BAŞLAR?

İslâm’ın çocuğa yaklaşımı, sevgi, şefkat ve hoşgörü anlayışına dayanır. Çünkü çocuk dünyaya tertemiz bir yaratılışla ve günahsız olarak gelir. Büluğ çağına kadar da yaptığı davranışlardan dinî bakımdan sorumlu sayılmaz. Dünyaya yeni gelen bebek, her yönüyle büyüklerin yardımına muhtaç olup belli bir yaşa kadar ana babaya bağımlıdır. Dolayısıyla çocuk, kendisine gerekli olan ilginin gösterildiği ölçüde sağlam bir kişilik geliştirebilir. Bu açıdan bakıldığında Hz. Peygamber’in çocuklara yaklaşımı ve onların yetiştirilmesine yönelik tavsiyeleri son derece dikkat çekicidir. Kyanak: İslamveihsan

Devamını Oku

İmansız cemaat

1

BEĞENDİM

ABONE OL

İmam-ı Deylemi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Âhir zamanda bir camide binden fazla kişi namaz kılacak, fakat içlerinde bir tane mümin bulunmayacaktır) buyuruluyor. Mümin olmayan ve namazları da kabul edilmeyen insanlar, niye camiye geliyor ki?

Bunlar, kendilerini Müslüman zanneden, ama küfre düşmüş kimselerdir. Mesela, kaderi inkâr eden, (İnsan kaderini kendi çizer) diyen ve amelin imandan bir parça olduğunu söyleyen akılcı Mutezile fırkası küfre girmiştir. Peygamber efendimiz bu fırka için buyuruyor ki:

(Şer takdir edilmedi diyen Kaderiye’nin [Mutezile’nin] İslam’dan nasibi yoktur.) [Beyheki]

(Günahı bize Allah zorla işletiyor) diyen Mürciye yani Cebriye fırkası da küfre girmiştir. Peygamber efendimiz, bunlar için şöyle buyuruyor:

(Mürciye [Cebriye] ve Kaderiye’nin [Mutezile’nin] İslamiyet’ten nasibi yoktur.) [Buhari]

Amentü’deki altı esastan birini bile inkâr edenler de küfre girmiştir. Mesela, (La ilahe illallah demek yeter, Muhammedün Resulullah) demeye gerek yoktur veya (Hristiyan ve Yahudi kâfirleri de Cennete girecektir) diyenler yahut herhangi bir şekilde küfre girenler, o camide binden fazla kişiyle beraber bulunacaklardır.

İnsanları küfre sürükleyen işlerin başında bid’at gelmektedir. Bid’at, Allah ve Resulü’nün emrini eksik bulup (Günümüzün şartlarında şöyle olması daha iyi olur) diyerek yeni hükümler koymaktır. Bid’at fırkalarının çoğu böyledir. Bunların imanları düzgün olmadığı için amelleri kabul olmaz. Dört hadis-i şerif meali şöyledir:

(Bir bid’at çıkaranın namazı, orucu, haccı, umresi, cihadı, tevbesi, farzı, nafilesi ve hiçbir iyiliği kabul olmaz. Yağdan kıl çıkar gibi, dinden çıkması kolay olur.) [İbni Mace]

(Allahü teâlâ, bid’at ehlinin duasını, zekâtını, haccını ve namazını kabul etmez.) [Deylemi]

(Bid’at ehli, bid’atini Allah rızası için terk etmedikçe, hiçbir ameli kabul olmaz.) [Deylemi, İbni Neccar, Ebu Nasr, İbni Ebi Asım]

(Kur’anı mizmarlardan [çalgı da çalınan aletlerden] okuyanlara Allah lanet eder.) [Müsamere]

Demek ki, bid’at ehli, bid’at işleyerek imanları gideceği için, hadis-i şerifte, (Bir camide binden fazla kişi namaz kılacak, fakat içlerinde bir tane mümin bulunmayacaktır) buyurulmuştur. Bunun için bid’atlerden çok uzak durmalı. İbadetleri Resulullah efendimizin yaptığı gibi yapmalı, onun bildirdiği şekilde namaz kılmalı, (O gün öyleymiş, ama bugün böyle namaz kılmak daha iyidir. Resulullah da olsa böyle namaz kılardı) dememeli ve ibadete bid’at karıştırarak küfre girmemelidir. Hindistan’da bazı camilere ekran konmuş, merkez camideki imamın görüntüsüne uyarak namaz kılınmaktaymış. Bugün Türkiye’de bile, (TV’yi açıp Mekke’deki imama uyalım) diyenler çıkmıştır. Bid’atlerden çok sakınmalı, camilerdeki namazları kabul olmayan bozuk imanlı kişilerden olmamalıdır. Kaynak Dinimiz İslam

Devamını Oku

Kural ve trafik

1

BEĞENDİM

ABONE OL

Batman’da sayıları hızla artan araçlarla birlikte gençlerin kullandığı araçlar tehlike saçmaya devam ediyor. Aracı tanımadan kuralları bilmeden bindikleri araçlarla cadde ve sokaklarda yaptıkları hızla yürekleri ağza getiriyor.

Trafik, var olan araçların düzenli işleyişi anlamına gelmekle beraber, bu işleyişin devamını sağlama konusunda ilgili parçaların görev ve sorumlulukları da kendini belli etmektedir.

Trafik kuralları ve kazaların varlığı konusunda etkili olan unsurlar şu şekilde belirtilebilir:

  1. Aracı kullanan sürücülerin neden olduğu sorunlar
  2. Aracın kendi yapısı ile ilgili sorunlar
  3. Kullanılan yol koşulları
  4. Çevreyi oluşturan bireylerin (yaya) ve diğer araçların sebep olduğu sorunlar

Öncelikle aracı kullanan şoförün kendisiyle alakalı problemler ve kazaya neden olunacak unsurlar var.

Alkol, dikkatsizlik, acemilik, işaret ve görevliler bilgisine sahip olmama, ihmalkârlık ( aracın bakımı, kırmızıda geçme vb) dikkatsizlik gibi unsurlar kazalara neden yaratan bireysel etkenler.

Bir de sanal âlemde yapılacak paylaşımlara konu olacak görüntüler için atılması düşünülen hava psikolojisi ile yapılan gösteriler sayılınca durum tam karmaşık hale geliyor.

Aracın kendi yapısını ilgilendiren ve kaza ihtimalini artıran unsurların varlığı başka bir etken.

Lastik bakımı, motor işleyişi, yakıt durumu, her türlü araç donanımının ihmal edilmeden kontrol edilmesi kazaları önleyici tedbirlerdir.

Yolların kullanımı için trafik işleyişinin düzeni açısından sağlıklı bir alt yapının olmaması kaza riskini üst düzeylere çıkarmaktadır.

Özellikle yağışlı ve buzlu zeminlerle alakalı alınan tedbirler, yolun düzgünlüğü ve barikatların varlığı ile ilgili unsurlar olumlu sonuçlar doğuracaktır.

Diğer bir etken olarak çevredeki diğer yayaların veya araçların yarattığı sorun-problemleri dile getirebiliriz.

Direksiyon başındaki kişinin yeterliliği kadar, hata yapmaya açık yaya ve araçların eksikliğinin giderilmesi de önemli bir önleyici etkidir.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.