Olağan olan ve olması zorunluluk taşıyan haklar vardır. İnsani nitelikte ve yaşam hakkı taşıyan, olmazsa olmaz dedirten, hizmet kültürü anlamı taşıyan hakların tartışılacak, sorgulanacak yönleri yoktur. Verilmesi değil, sağlanması mecburiyet özellikleri taşıyan hakların üzerinden prim yapmanın hiç ama hiç değeri yoktur.

Hayatı sürdürmek, konuşmak, hareket etmek, görmek, duymak, uyumak, düşünmek, yiyecek-içecek tüketmek gibi sıralanabilecek zorunlu ihtiyaçların insan açısından giderilememesi gibi bir şey söylenemez. Çünkü en temel haklar olarak bilinirler ve karşılanmaları için engel tanınmaz veya bahane aranmaz.

Hem yaratılmış olmanın hem de varlığı sürdürmenin ilahi bir gereğini, başka insanların bireysel tasarrufta bulunarak hizmet olarak ortaya koyma lüksü yoktur.

Sağlık ve eğitim konuları da aynı kategoride değerlendirilmesi gereken ve karşılanması gereken bir donanımı özünde barındırır. Sağlık ve eğitim hizmetlerinin sağlanması için birilerinin özel çaba göstermesine gerek olmaksızın, sosyal devlet anlayışının halk unsuruna sunulan bir imkânı olarak kişiler bazında bir iltifat veya minnet duygusu şeklinde sunulmaya çalışılması doğru değil!

İlimizin nüfus sayısının son 30 yıllık periyotta üçe katlanması ve şu an itibariyle 609 bin gibi bir orana ulaşması, beraberinde bir takım uygulama ve tedbirleri de getiriyor. Bu uygulama ve tedbirler yeni projeler, yapılaşma, imar, ulaşım, hizmet, istihdam, alt ve üst yapı hizmetleri gibi alanları işaret ediyor.

Şehir olmak, özellikle Büyük Şehir olma yolunda insan hizmetini sürdürmek ve ihtiyaçlara cevap verebilmek kolay değil. Şehir olma aşamalarını kademe kademe atlamaya çalışan ilimiz gibi yerleşkelerin değişim-gelişim basamaklarını kat ederken, alması gereken hizmet-ihtiyaç unsurlarını gidermenin sorumluluk ve bilinçli planlar üzerine kurulu olduğunu görebiliyoruz.

Konumuzun gereği olarak Sağlık alanında duyulan hizmet açlığının yüksek oranlara her geçen yıl daha fazla ulaştığını ve yoğun insan kitlesinin sağlık imkânlarından faydalanmaya çok daha fazla aday olduğunu dile getirmek lazım.

Mevcut sağlık sektöründen geçimini sağlayan on binlerce insanı (Doktor, Sağlık Memuru, Hemşire, Ebe, Anestezi, Eczacı, Eczane çalışanı, Sağlık Ocağı, Medikal sahipleri ve çalışan elemanları…) bir tarafta tutarak, sağlık hizmetinden yararlanmaya çalışan yüzbinlerin varlığı ülkemizin ve dünyanın en hareketli alanlarından birini önümüze koyuyor.

Bu döngü ayrıca kendi içerisinde iki farklı bir ayrımı da önümüze seriyor. Resmi Sağlık Kurumlarının (Bölge Devlet Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Sağlık Ocakları, Sağlık Eğitim Merkezleri…) yanında, Özel Hastanelerin verdiği sağlık hizmetleri ile örgütlü bir yapı ortaya çıkarmakta.

Yani Özel ve Resmi nitelikte sağlık hizmeti veren kurum ve birliklerin, sektör temsilcilerinin imkânlarının ve kapasitelerinin yeterli olduğu söylenebilir mi?

Sıkıntı burada işte… Yetmiyor ve yeni hastanelere, özellikle resmi Devlet Hastanesi özelliğine sahip kurumlara ihtiyaç var. Çünkü sadece ilimizin halkına hitap etmiyor mevcut hastaneler. Komşu illerin yanında Irak, Suriye gibi komşu ülkelerden de sağlık olanaklarından faydalanmaya çalışma derdinde olan yoğun bir insan potansiyeli var.

Ayrıca halkın gelir seviyesi ile son zamanlarda sağlık hizmeti için harcanan rakamların artması nedeniyle Özel Hastane tercihini ikinci plana atan kesimler açısından Devlet Hastanesi alternatifi çözüm yaratmakta.

 Bu manada şehrin iki ayrı kesimine, yığılmayı önleyecek şekilde ayrı bir hastanenin daha yapılacak olması sevindirici. 6 yıldan beri yatırım planına alınması beklenen 500 yataklı Devlet Hastanesi projesinin 2020 Yılı Yatırım Programına kabulü ve uygulanmasına dair kararın imzalanması olumlu ve geç kalınmış bir gelişme.

Güney Çevre Yolu üzerinde ve yeni Şehir Stadının yakınına 100 dönüm üzerine kurulacak olan yeni Devlet Hastanesinin 300 milyon TL ödeneğe sahip olduğu söyleniyor.

Nitelikli yönetim mekanizmalarına sahip olan bürokrasi yapımızın sorumluluk sahibi aktörlerinin elini taşın altına koyduğunu görmek sıcak duygular doğuruyor. 3 yılda tamamlanması planlanan yeni Hastanenin önemli bir yükü kaldırmaya çalışacağı görülüyor.

Bölgenin büyük bir yerleşkesine ve insan potansiyeline sahip olan ilimizin yaşam kalitesinin alt seviyelerde olduğunu, gelişim-değişim aşamalarının nitelikli hizmet kültürü ile sağlanacağını, Eğitim başta olmak üzere Sağlık sektörünün de nitelikli modellerle kurumsallaşacağını sorgulamak gerekiyor.