Beethoven mutsuzluk geçen çocukluk döneminde bir gün intihar etmeye karar verir. Ve kesin edecektir de… Ertesi gün sokakta bir arkadaşıyla kaldırımda yürürken… Yaşam anının yönü o yürüyüşle değişecektir. İkinci katta bir piyano sesini duyar. Müthiş heyecanlanır… Piyanonun nağmelerinden etkilenmiştir. “Bu piyanoyu çalan kimse tanımak isterim” deyip ikinci kattın kapısını çalar.
Kadın, kapıda karşılar o'nu. Ev sahibi tanımıştır Beetovun’u, heyecanla eve davet eder. “Piyanoyu çalan siz misiniz? “der.
Kadın “ Hayır, küçük bir kızım var. O çalıyor. “ Kızın odasına girerler. Küçük bir kızla karşılaşır. Annesi “Kızım gelen kişi Beetevon’dur, ziyaterine geldi” demsiyle kız heyecanlanır. Kör olduğunda sadece o an “Elimi tutun” der.
Beetovun, kızın elini tutar. “Piyanoyu çok güzel çalıyorsun. Benden bir şey iste vereyim” Küçük kız der ki : “Bildiğin gibi gözlerim görmüyor. Bana Ayışığını anlat nasıldır?” Beetovun kızın bu istemden etkilenip Ay ışığını anlattıktan sonra. Hemen orada piyanonun başına koyulup doğaçlamayla “Ayışığı sonatı- bestesini yapar.
Demem o ki günlük yaşamda hepimiz sorunlar içindeyiz. Geçim derdi bir yandan, iş sorunu bir yandan aileler arasında uyuşmazlık, sıkıntı, kavgalar…
Her şey bir yana. Sağılık gibisi yoktur. Bir an gözlerinizi kapayın ve Beetovun’’un bu sonatını dinleyin. Ve değin ki: “Sorunların canı cehenneme, ya gözlerim görmemiş olsaydı ne yapardım bu hayatta?” usulca sakinleşin kendinize bir şans verin, dediğim müziği dinleyin, dinlettin…
Gecenin bir vaktinde “Çııt” diye watsabın mesajıyla uyandım “ Hikâyen ve müzik için teşekkürler. Çok haklısın sorun ne olursa olsun geçer gider. Ya gözlerim aydınlıktan mahrum kalsaydı? İyi bir yönlendiricisin tekrardan teşekkürler Hocam” demesi bu yazıyı yazamama neden oldu.
Evet, bir an düşünün “Gözlerin aydınlıktan uzaklaşırsa o vakit ne yaparsın? “
-İyisi mi?
Hııııışşş!
Sus!
İtiraz yok!
Gözünü kapa ve müziği dinle!
Güzel sanatlar Lisesi cuma günü... öğrencilerin oluşumuyla klasik müzik ve çok seslilik sunum programı müthişti. Müdürden ( Veysi Aksoy) tut iki görevli müzik öğretmeni kadına dek salonun içinde öğrencinin "Duygu yorumu" parmak ve nefeslerine sağlık daim olsun.
Düş bir imgenin içinde yorgun bedenleri salondan alıp duygu katmanı bir dünyaya iletti. Batman'da bir müzik devrimi bu. Okullarda sene sonunda kalıplaşmış o geleneksel müsamere duvarını yıkıp; son derece modern batı anlayışıyla cuma akşamı öğrenciler, Batman'a bir iz bıraktılar.
Güzel Sanatlar Lisesi cuma günü Beethoven'un "Ay ışığı" yolculuğunu yaşattı. Hala kulağımda yazıyı yazarken bile öğrencilerin o arya niteliğinde çok sesli yorumları bir enfesti...
Gece ruhun mutluluğuyla sona erdi.
Sadece küçük bir eleştiri programın sunucusu kişi değil de iki öğrenci sunsaydı daha doğal ve içten olurdu. Eselerini tanıtımıda yapılsaydı.
İnşaat Mühendisi Hanifi Tüzün, müzik konusunda duyarlı bir veli " Çocukları dersler arasında zorunlu bilgilerle dikta ederken; var olan duygu akışları körlenir. Topluma yararlı birey vermek için çocuklarınızı sanatta yönlendirin. Resim olabilir mesela müzik konusunda üç çocuğumu piyano eğitimini verip bir çok klasik eseri de başarıyla icra etmekteler."
O gece konseri izleyen bir çoğu "Neden benim çocuğumda bir enstrüman çalıyor olmasın?" sorusuyla velileri düşündürtmüştür. Her şey için teşekkürler... Batman TOBB Güzel Sanatlar Lisesinin orkestrasına...