Hep sorulan yegane sorudur ‘Nerede o eski Ramazanlar?’
Eski dönemlerde özellikle iftar sonrasında kahvelerde toplanan insanlara sohbet ederdi.
Ramazan eskiden herkesi bir araya getiren çok özel bir aydı.
Evlerin çoğunda kapılar açık olurdu ve karnını doyurmak isteyen herkes iftar sofrasının bir parçası olabilirdi.
Ramazan eskiden dini olduğu kadar sosyal bir aktiviteydi.
Bu dönemde halk sahura kadar sokaklarda olur, muhabbet, sohbet, birliktelik, paylaşım sabahın erken saatlerine kadar sürerdi.
Şehirler adeta bir şenlik yerine dönerdi.
Şimdiki bakıyoruz bir kaç yıl öncesine kadar dışarıda olanlar ve durumu olmayanlar için iftar çadırları kurulurdu.
Bu çadırlara gidenler karınlarını doyurur sıcak bir yemek yerdi.
Bu da artık eski Ramazanlarda kaldı.
Devlet kurumları durumu olmayanlar için iftar saatlerine yakın evlere sıcak yemek bırakıyordur.
İyi de SYDV kayıtlı olmayan ve dışarıda kalmış biri Ramazan ayında karnını nasıl doyursun, kim kapısını açacak bu insana.
Eskiden iftar saatinde dışarıda yürüyen birini görsek bile iftara yani eve davet ederdik.
Şimdi bırakın karnını doyurmayı selam bile vermiyoruz.
Her yıl bir önceki yılın Ramazan ayını özlüyoruz.
Çünkü her yıl biraz daha kabuğumuza çekiliyor ve kimseyle ilgilenmiyoruz.
Eski Ramazanları yaşayanlar her yıl biraz daha özler.
Şimdiki Ramazanlarda teravih namazı olmasaydı Ramazan ayında olup olmadığımızı da bilmezdik. O eski Ramazan aylarını yaşayanlar bilenler şimdiki gençlere göre gerçekten çok daha mutludur.
RAMAZAN SOHBETİ (7)