Anadolu ezgilerinden olan “YÜCE DAĞ BAŞINDA BİR IŞIK ” TÜRKÜSÜ … Tüm türkülerde olduğu gibi bu türküde de tamamlanmamış bir aşk temasını işler. Hangi yöreye ait olduğuna dair sağlıklı bir bilgi bulunmamaktadır. Kimi kaynaklarda Sivas, Erzurum ve Yozgat yöresine ait olduğunu söyleniliyor. Hikayenin ana teması bir erkeğin , kadına olan özlem ve istemi işlenmektedir. Ama kadının bu aşka karşılık vermediğini o yürekte olan istem ve özleme yanıt vermediği anlaşılmaktadır. Kimi kaynaklarda ise söz konusu türkünün yolculuğunda başta kadın, erkeğe gönül vermiştir.
O açıdan erkek , kadına yol almaktadır. Aşık olup gönlünün boşluğunu bu kadın dolduracaktır diye ruhundan, kalbinden kadını beslemeye başlar yer verir.
Sonra kadın bu aşkı kabullenmeyip red etmektedir. Erkek: “Madem gönlün yok idi ve sevmeyecektin neden beni bu dertlere attın.
Baştan bu tavrın ve niyetinin olduğunu bilseydim. Bu denli sana bağlanmazdım. İnsan yüreği dal da ki bir elma mı sandın. Beğendim aldım sonra “yok” istemiyorum deyip ağacı göremezlikten gelmek doğru değildir” her ne kadar deydiyse de karşılık alamaz ve dilden dile dolaşacak ta günümüze dek gelecek bu türkü oluşuyor. Hep türküler tamamlanmamış gönüllerden doğmuştur.
yüce dağ başında yanar bir ışık
düşmüşüm derdine olmuşum aşık
ağ buğday benizli zülfü dolaşık
dividim, kalemim, yazarım.
böyle bir yavrunun derdi var bende
yar bende oy bende…
işte ben gidiyom sen hemen ağla
yan ağla dön ağla.
yüce dağ başından indiremedim.
yönünü yönüme döndüremedim.
bir güzelin aklını kandıramadım.
dividim kalemim yazarım.
böyle bir yavrunun derdi var bende.
yar bende oy bende…
aha ben gidiyom sen hemen ağla
yan ağla, dön ağla.
RAMAZAN SOHBETİ (12)