Geçmişte Batman kendi doğallığında sosyal diyalog alanları açısından son derece renkliydi. Çok dilli ve çok kültürlü bu canlı diyalog zenginliği kendisini her sokakta bulunan ekmek tandırı başlarında, dama oynanan çayhanelerde, ekolojik köy pazarlarında ve buram buram emek kokan tarlalarda, bahçelerde aktif bir şekilde gösterirdi. Petrol-İş işçi lokalinin ilk dönemlerinde ve her yaz dam başlarında yaşanan bu ahenkli sosyal diyalog alanları kentin kimliğiyle bir özdeşlik taşırdı. Bazen bu kent nabzının doğal ritmini belirlerdi. Şimdilerde bu canlı kent diyalog kültürü sosyal medya, TV dizileri, spor fanatizmi ve kumar kültürü tarafında yavaş yavaş ölüme terk ediliyor. Oysa önceleri şevbêrk denilen ve tadına doyum olmaz komşuluk-dostluk mekanlarında doğal hayat akışını düzenleyen aracısız diyaloglar üretilirdi.
Batman’ın canlı ve otantik sosyal iletişim gözenekleri o zamanlar sonuna kadar açıktı. Yerelden evrensele doğru uzanmış ve bir uyum yakalama yolunda mesafe almıştı bu kadim halk kültürü. Doğal toplumsal vicdan kantarı olayları en ince ayrıntısına kadar irdeler ve tartardı. Toplumsal sorunlara tam bir sosyal tarafsızlık ahlakından beslenen vicdandan bakan yalın bir yanı vardı. Bu sosyal vicdan terazisine hassas bir duyarlılık ayarı eşlik ederdi. Olay ve olgularda bu sosyal ahlak terazisi hakka ve hakkaniyete meyilliydi.
Kentlerin ruhsal yıkımını hazırlayan sinsi nedenlerin başında sosyal diyalog alanlarının ortadan kaldıran sorunlu anlayışların çarpık varlığı gelir. Edilgen bir duyarsızlığın girdabına kapılanlar kendine ve kentine kırılgan bir yabancılaşma yaşarlar buda derin içsel hayal kırıklığı yaratır. Oysa dayanışmacı topluluklar ortak amaçlarını gerçekleştirmek için birbirlerine yaslanarak ayakta kalmayı esas alırlar.
İnsan doğduğu ve yaşadığı kentle anlama dayalı doğru bir diyalog kurmayı başarırsa şehirde bundan güç alıp ruhsal bir gelişim gösterir. Zengin antropolojik bulgular bize Batman’ın mitolojik tarihi hakkında da çok önemli fikirler veriyor. Öz toplumsal kültürümüzün bir parçası olan bu bulgulardan günümüzde yeterince yararlanamıyoruz.
El Medina’ya özgü söylenceler, tadına doyulmaz şevbérklerin (gece sohbetlerinin) vazgeçilmez konularıydı şimdilerde ise gönüllü bir tarzda doğal hale getirilen sosyal izolasyon sayesinde birer birer kent hafızasını terk edip unutuldular. Sosyal iletişim temas alanlarında bu halk kültürünü yaratan diyalogları devam ettirmediğiniz zaman yabancı bir dil o şehrin öz kültürel ve sosyal yaşamını ele geçiriverir. Argo, kırık, yoz bir ucubelik sosyal iletişim dilinin estetiğini bozar, dokusunu da tahrip eder.
Anlama adaleti ve sezinleyebilme meziyeti insanlarla yaşanılan mekanlar arasında içsel bir hissiyat bağını yaratır. Kent gençliğinin diri hayallerini besleyecek yerel, evrensel uyumunu yakalamış bir vizyona sahip gönüllü adanmışlıklar hakikati beraberinde ortak temas alanları ve yaratıcı seçenekleri de sunarlar.
Yerelde kurulan güçlü toplumsal kültüre sahip bağlılıklar kendisini herşeyin merkeze alan ekonomik sermaye gücü tarafından önce bölündü, sonrada itibardan ve güçten düşürüldü. Oysa tek başına maddi güç bir saygınlık ölçütü değildir ve toplumsal kent dokusunu bozar. Ancak sosyal yönden bir işlevselliğe kavuşursa doğru bir anlama kavuşur. Demokratik yaşamın özgür ve ortak değerler birliğini kurmak adına kentle birlikte yaşayan kişiliklerinde karakteristik bir yenileniş yaşaması şarttır. Zira demokratik işleyiş ve refah toplumu olumlu yönden yenileyebilirse etkin bir varlık gösterir.
CEBİMDEKİ GÜNEŞ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.