Süryaniler Mezopotamyalı Sami ırkından gelen bir halktırlar. Bugün büyük çoğunluğu diasporada yaşayan Süryaniler, kendi dilleri yanında bulundukları ülkenin dillerini de kullanırlar, Süryaniler kendilerini Asur veya keldani olarak da tanımlarlar. Süryanileri dünyanın en eski medeniyetlerden olan Asur kıranlığının ve kuzey levanda ki Aramilere dayandırırlar.

Süryaniler bugün Ortadoğu'nun tüm ülkelerinde vardırlar, ama en çok yoğun oldukları ülke Suniyedir ki buradaki sayıları 800 bin civarında tahmin ediliyor.

Tabiî ki iç savaştan önce Süryaniler kökeni Ülkemizin Mardin ilinde olmak üzere, ama güvenlik ve ekonomik sebeplerden dolayı, bu gün nüfusları çoğu İstanbul'a göç ederek 25 bin civarında tahmin ediliyor.

     Süryanilerin dini Hıristiyan olup Doğu ve Batı Süryani Ritine bağlıdırlar. Süryani görüşünü benimseyenlere  Nesturi veya Asuri denilmekte. Roma Katolik Kilisesini kabul edenlere Keldani denilmektedir.

    Kilisenin ve bazı Mensuplarının kullandığı dil İsa'nın konuştuğu  Süryanice ( Aremice ).

Süryaniler baskı sonucu birkaç sefer Patrik merkezlerini değiştirmek zorunda kalmışlar, 1963 yılından beri Patrik merkezi Suriye'nin başkenti Şam'a taşınmıştır.

İlk patrik olan “Mor Patrus” tan günümüze 123'ünçü Patrik “Moran Mor İğnatiyosEfrekıı” dir”

Bugün dünyada 3.5 Milyonu Hindistan'ın karala eyaletinde  olmak üzere, 5.5 Milyon Süryani'nin olduğu tahmin edilmektedir.

Bir devletleri olmadığı ve gördükleri baskı sonucunda bir çoğu Avrupa ve ABD ye göç etmek zorunda kalmışlar.

     Bizim memlekette Büyük çoğunluğu Mardin İlinde bulunan, Süryanilerin bir çok ziyaret edebilecek eserleri mevcuttur. Bugün Mardin merkezin hemen doğusunda bulunan “Deyrul Zaferan” tarihiyle, ihtişamıyla ziyaret edelibilinecek yerlerin başında gelir, işin ilginci bu Eser Milattan önce yine Süryani atalarının tarafından  o günkü inançlarına göre bir mabet olarak inşa edilmiştir.

   Midyat ilçesine gidenler bilir, Batmandan giderken şehrin hemen girişinde sol taraftan Kiliselerin çan kuleleri ve yapıtları göze çarpar, Midyat İdil yolu üstündeki “Deyrul Ümer” “Deyrül Zaferan” kadar eski değilse de yapılış tarihi 6. ve 7. yüz yılara dayanır. Ama yapılış ve ihtişam bakımında ondan eksik değildir.

    Süryaniler bizim gibi Ortadoğulu otonton bir halktır, Milattan önce onların ataları olan Asurlar, ve bizim atamız olan, Med, Goti, Mitaniler arasında çok savaşlar olmuşsa da , İslamiyet'in memleketimize yerleşmesi ile, bazı kişisel olaylar hariç yerini derin bir dostluğa bırakmıştır, fakat son yıllarda, özellikle Erimeni tehciri sırasında, bazı sorumsuz kişilerin tavrı ve kişisel dürtüleri bu halkın büyük çoğunluğunun Avrupa'ya göçe zorlamıştır, elbette ki bu göçün tek nedeni değildir.

    Bir gün Midyat'ta bulunan Hotel Akito sahibi olan İskender isimli Midyat'ın Heleğ Köyünün nüfusuna bağlı bir kişiyi, Ehmedê Hanî derneği adına ziyaret ettik, yakındığı şey bize İnsan gözü ile bakılmıyor diyordu. Biz Süryani'yiz ama halk hep bize “FILE” diye hitap eder, buda bizi düşmanlaştırılan Ermenilerle aynı kefeye koymaktır. Bu bizi çok rahatsız eder diyordu.

    1980'li yıları idi bir dostum beni o civarda gezdiriyordu, bir ara bir üzüm bağı gördüm, fakat içi Hayvanlarla dolu idi, beni gezdiren dostuma bu ne, yazık değil mi hayvanlar bu üzüm bağına çok zarar veriyorlar neden kimse müdahale etmiyor, dostumun cevabi beni derinden üzdü,  boş ver “HAÇ” larıne bilmem …..bu bağ “FILE”lerindir, ben bu duruma çok üzüldüm, daha da kötüsü bu dostum orta yaşlı, olgun, güler yüzlü, çevresinde sevilen sayılan biri idi.