Bugün bazılarımızdan saatler çalan bazılarımızın önemli zamanlarını heba eden stres, günlük yaşamda gerek çevremizin gerekse kendimizin bedenimize empoze ettiği bir kavramdır. Açıkçası bize olumlu etkisi olumsuz etkisine göre oldukça az olabiliyor.’’ Bu stresi nasıl kontrol altına alabilirim? Stres beni yedirdi bitirdi. ‘’ gibi ifadeleri hem sık kullanırız hem de duyarız. Evet, stres bizi olumsuz etkiliyor. Ki bunu yadsımak mümkün değildir fakat zarar vermeyecek bir düzeyde tutmak bizim için pozitif bir güce dönüşebilir. Öncelikle stresi tanımlamak istiyorum. Çünkü stres kavramını tanımak nasıl yol izleyeceğimize yardımcı olabilir.

Stres; vücudun çeşitli içsel ve dışsal uyaranlara verdiği otomatik tepkidir. Başka bir ifadeyle herhangi bir konuda kişinin üzerinde hissettiği baskı ve gerginlik halidir. Stresi fizyolojik ve psikolojik olarak iki başlık altında toplamak doğru olacaktır. Fizyolojik stres HPA aksı üzerinden bütün etkisini gösterir. HPA aksı karmaşık geribildirim mekanizmalarına sahip noroendokrin bir yolaktır. Psikolojik streste ise limbik sistem dediğimiz beyin bölgesiyle kendini belli eder.- Hipokampüs ve amigdala da dahil edilebilir.-  stres faktörünün tekrar vücutta görülmesi halinde hipokampüs aktif olarak çalışır ve vücuda oluşan durumun stres kaynaklı olduğunu hatırlatır. Strese maruz kaldığımızda birçok hormonal hareketlilik olur. Daha doğru bir deyimle hormon salınımı artar. Adrenalin ve noradrenalin hormonları artarak katabolizmayı tetikler.

Stres vücudumuzda nasıl bir etkiye sahip olur sorusuna şöyle bir göz atalım istiyorum.  Kan basıncını yani nabzı artırır. Bağışıklık sistemini bozar.(şiddetli veya uzun süreli streste) bağışıklık sistemine zarar verdiğinden dolayı bizi hastalıklara karşı dirençsiz yapar. Stres düzeyi yüksek ve uzun süreli ise kalp krizi, felç ve hipertansiyona neden olabilir. Mide bulantısı, saç dökülmesi ve halsizlik diğer bir belirtileridir. Erkeklerde sperm üretimini düşürür ve cinsel iktidarsızlığa neden olabilir. Kadınlarda PMS döneminde oluşan negatif durumu körükleyebilir ve regl düzeninde bozulmalara sebebiyet verebilir.

Maalesef aşırı stres daha birçok hastalığın veya problemin azmettiricisi olabiliyor. O halde böylesine önemli bir kavramı bilmek ve attığımız adımlarla kontrol altına almak hem bizim hem de ilişki halinde olduğumuz çevrenin yararına olacaktır. Kentleşme ve şehirleşme, global sanayileşmeyle beraber stres faktörünün önemli bir nedeni haline gelse de stresin üstesinden gelebilmek için  psikologlara gidip profesyonel desteği almak doğru bir çözüm olacağı su götürmez bir gerçektir.

Psikologlar her yazımda vurgulanmaya çalışıyorum. Çünkü bugüne kadar bahsi geçen her konunun psikoloji bilimiyle doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyorum. Ayrıca toplum olarak da psikologlara ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz.