KUTLU DOĞUM VE ANLAMI - Batman Pusula Gazetesi
Öğle Vakti a 13:06
Batman AÇIK 28°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

KUTLU DOĞUM VE ANLAMI

0

BEĞENDİM

Haber: Batman Pusula

Spread the love

Sihirli anlarımız var…

Kutsal kabul ettiğimiz ve değer biçtiğimiz yönleri ile bize olağan üstü gelen ve anlamı itibariyle yüreklerimizi hareketlendiren. Zamanın ve anların anlam yüklü değerleri, içeriklerinde sahip oldukları kutsallığın ve insani bilincin ortaya çıkardığı niteliklerden anlaşılır.

Kutsal olan…

İnanç değeri taşıyan…

Benliğimizin ve irademizin özgürlük alanlarını kullanma olanağı tanıyan…

Hayatı sürdürme nedeni olan ve yaşam alanlarını insana yaraşır kılan…

Yaşam süreci en önemli karakter iken, onu takip eden değerler ve hayatı yaşamaya neden olan konular da diğer alanları belirleyen kıstaslar olmakta. İnanma, kutsalları kabul etme, topluluk bilinci, akıl ve iradeyi kullanma yeteneği, bilgi gücü, insanlar arası iletişim imkânı, doğal ortam ve insanın temel varlığı asıl değerler yönüyle evrenin merkezi ve küçük modeli olan insanın özünü meydana getirmekte.

Moral değer özelliği taşıyan kutsal mekân ve hisler insan tabiatının doğal sihri ve hikmet yüklü karakterleri olup, yaşamın anlamını hayatın temel gayesi haline getiren güçlü bağların varlığını ortaya koyar.

Sahip oldukları donanım itibariyle ilahi kaynaklar bu yüzden sistematik bir değer taşırlar. İnanç sistemlerinin özünde itaat ve bilinç halinin tartışılmaz ilkelerini barındırmasının nedeni de hem Ahlak hem de İman noktasında eşitlikçi bir kültürü benimsemeleridir.

İlahi alanda insanlar ve ırklar arası ayrım yoktur. İlahi olan Semavi Dinler’ in özü iman ilkelerine ve itaate dayandığından, eşit ve tüm herkese açık olan bir yelpaze özelliği göstererek farklılıkların, ayrımcılıkların, etnik değişikliklerin ve bölgesel uygulamaların devre dışı bırakıldığı bir din anlayışı ağır basmaktadır.

Teslimiyete dayanan itaat kültürünün ve sığınma dürtüsü yaratan açlığın bulunması gereken yanıtları vardır. Zaman ve koşullar, kültürel farklılıklar ve yaşam tarzlarının çağlara bağlı değişim boyutu her ne kadar Yahudilik ve Hıristiyanlıkta ayrımcılık ve etnik farklılaşma yaratmışsa da İslam Dini’ özü itibariyle sayılan kıstaslardan ödün vermeyerek evrensellik boyutunu sürdürmeye devam etmektedir.

Evrensel bir inanç sistemi olmanın temelinde yatan ilkelerin hitap ettiği insanlar ve hitap ettiği değerler itaat ve sığınma ihtiyacına cevap verdikleri oranda gelişim göstererek milyarlarca insanın kabullendiği din haline gelmiştir. İslam dini ve ilahi olan dinimizin temsilciliğini yüklenerek sosyal yaşam alanlarında örnek hayat modellerini insanlığa armağan eden elçisi Peygamber Efendimizin şahsiyetinde somutlaşan inanç hayatımız, insanlığın açlığını hissettiği en önemli boyuttur.

Bu manada gönderilen uyarıcılar yani peygamberler, kötülüğe karşı mağduriyet yaşanmaması için insanların zalimlik-mazlumluk hallerini ayrıştırmak amacıyla insan kitlelerini yaratıcının uyarılarıyla etkide bulunmaya çalışırlar.

Son Din anlayışı ve son uyarıcı Kitap olarak İslamiyet üzerine tesis edilen yeni hayat modeli, Allah’ ın elçi belirleyerek insanların hizmetine sunduğu önemli bir din anlayışıdır. İslam dini çerçevesinde indirilen Kuran ve gönderilen Hz. Muhammed (sav)’ in öğreticiliği sayesinde Allah, yaşam alanlarının güvenliği ve insanların kötüden-haramdan uzak kalmaları konusunda sınırlar belirlemiştir. Çünkü sınırların varlığı diğerinin haklarına ve hukukuna zarar getirmeme mantığı üzerine kuruludur.

“Kutlu Doğum” kavramının anlam ve önemi de biz Müslümanlar için belirlenen yaşam standartlarının iyiden yana olan yönüyle ağır basmaktadır. Çünkü İslami bilinç ve onu temsilen gönderilen peygamberimizin ana vurgusu, cehalet kalıpların yıkılması, bilinçlenme, tüm insanları değer kabul etme, insanlar arası etnik-sınıf farklılığı gözetmeden eşit görme ve bedene-zihne zarar veren unsurlardan kaçınma üzerine kuruludur.

Kutlu Doğum haftası 571 yılının Nisan ayının 20’ sine denk geldiğinden, 14-20 Nisan tarihleri arasında düzenlenen etkinliklerde, şükran duyguları dillendirilip büyük önder olanı anma heyecanları yaşanmaya çalışılır.

Dine karşı hassasiyetimizin nedeni de insanlığa indirildiği dönemde kötülük adına birçok unsuru bertaraf etmesinden dolayıdır. İslam öncesi topluluklarda dinler o kadar yozlaşmış ve tahrif edilmiştir ki, bir takım insanlar efendi, bir takım insanlar köle, bir takım insanlar ayrıcalıklı konumda bulunmaktaydı. Toplumsal yozlaşma, insani değerleri ortadan kaldırarak kültürel ve dini yıkıntılar yaratmaktaydı.

Son uyarıcının gelişinin nedeni insanlar arasında adaleti tesis etmek ve insan hakları arasındaki uçurumları yok etme mantığını geliştirmekti. İnsanlar arasında inanç, dil, renk, kültür, para, varlık, hayat tarzı, kültür konularında farklılıklar olmadığı ortaya çıkarılmaya çalışıldı.

Kutlu doğumla birlikte insanlığın karanlık dünyasında yeni bir umut ışığı doğmuş, tüm insanların aynı özelliklere sahip olduğu fark edilerek sınıflar arası uçurumlar sona erdirilmiştir. Kimsenin kimseye üstün olmadığı düşüncesiyle hayat hakkının siyah-beyaz herkese kazanılmış hak olarak verilmesi gerektiği görülmüştür.

İlahi dinimizin içeriğinde tüm insanlar hür ve hak sahibi görüldüğünden, farklılıklar etnik ve kültürel yapıda ayrımcılık yaratmamaktadır. Sahip olunan değer, efendimiz açısından ve onun şahsında yaratıcımız açısından insana değer vermeyi sağladığından ayrı bir önem ortaya koyar.

Toplumsal yapıda kutsal kabul edilerek anma ve kutlama etkinlikleri düzenlemenin bidat veya bozucu etki yaratma etkisinden çok bağlayıcılık ve bütünleştirici yönleri ağır bastığından, anma günlerinin yaygınlık kazanmasında kazanımlar doğuracağı tartışılmaz bir sonucu önümüze koymaktadır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İKİ ÂLEM İNSANI (2)

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.