Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Değerli Okurlar; Toplum olarak aşinası olunan, artık yapılmasından çekinilmeyen ve gittikçe de artan bir vaziyet alan ve dinimizin yasak listesinin en başlarında yer alan, oldukça önem arz eden sarhoş edici ve yok edici içkiden söz etmeye çalışacağız. Gerçek anlamda ben Müslümanım iddiasında bulunan birinin tevessül etmeyeceği ve edemeyeceği bir haramdır. Müslümanın bundan şiddetle uzak durması gerekmektedir. İçmemeli, tevessül etmemeli ve ortamından da uzak durmalıdır.
İşte birkaç yazımızda sizlerle bunun zararlarından ve amel edenleri bekleyen korkunç sonlardan söz etmeye çalışacağız inş. Maide suresinin 90.ayetin de Yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Ey İman edenler Şarap, Kumar, dikili taşlar, heykeller, putlar, fal okları, gibi batıl inançlarla hayatınızı yönlendirmeniz size yasaklanmıştır. İşte bütün bunlar, şeytan işi iğrenç birer pislikten başka bir şey değildir. O halde, bunlardan uzak durun ki, dünya ve ahrette kurtuluşa eresiniz.” Bunların haram kılınma hikmetine gelince. Yine yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza kin ve düşmanlık sokmaya, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymaya çalışır. Öyleyse, hala bunlardan vazgeçmeyecek misiniz?” diye buyurmuştur. (Maide 91).
O güne kadar içki müptelası olan insanlar, bu ayeti duyar duymaz, ağızlarında ve ellerindekini döküyor, Allah’ın; Artık vazgeçmeyecek misiniz, sorusuna cevap olarak, vazgeçtik Ya Rab, nidaları göklere yükseliyordu.
Efendimiz s.a.v: “İnsan, mümin olduğu halde asla zina yapamaz, Asla hırsızlık edemez ve asla şarap(ve diğer içkileri)içemez”1. diye buyurmaktadır.”
Kıymetli Okurlar, Şarap veya diğer alkollü içkiler arasında hiçbir farklılık yoktur. Sadece bir maddeden olma zorunluluğu da yoktur. Çünkü sadece sarhoş edici özelliği bir veya iki maddeden olmasıyla sınırlı değildir. Efendimiz as: “Üzümden hamr yapılır, hurmadan hamr yapılır, baldan hamr yapılır, buğdaydan hamr yapılır, arpadan hamr yapılır.
Ben sizi bütün sarhoş edicilerden yasaklıyorum. Bundan dolayı; Eğer mümin bunları işlerse İslam gerdanlığını(yani kolyesini) boynundan çıkarmıştır.(İslamın yasakladığı şeyleri işleyerek imanını zedelemiştir) Tövbe ederse, Allah tövbesini kabul eder” diye buyurmaktadır. 2.
Müslümanım diyenin şiddetle bundan uzak durması gerekiyor. Korkunç akibetlerinden birazdan söz edeceğiz. Ama şarap ve içkileri içenlerin sadece kendilerinin şahıslarıyla sınırlı kalınmayacaktır. Bu kötü akıbet ve belalar sadece içenle sınırlı tutulmayacaktır. İçenle beraber buna el ayak olan, bu işte bir uğraş ve emeği olan herkes ama herkes bundan nasibini alacaktır. Ve lanetleneceklerdir.
Efendimiz as ”Allah, şaraba, onu içene, içirene, alıp satana, yapana, saklayana, taşıyana ve kendisinde götürene ve başka bir rivayette de ”ondan kazanılan parayı yiyene lanet etti”. (4.) diye buyurmaktadır.
Kıymetli Okurlar, Allah bir topluma bir şeyi yemeyi haram kıldıysa, parasını da haram kılar. Çünkü Yahudileri de iç yağını yemekten menetmişti, haram kılmıştı. Onlar içyağını satarak parasını yedikleri için Allah onlara üç defa lanet etmiştir” diye buyuruyor efendimiz as. (6).
Evet, tüm detaylarıyla gayet net bir şekilde ortada. Lanetleme, içki işiyle amel edenlerin, yakın uzak tümünü kapsıyor ve ilgilendiriyor. Sadece içen lanetlenmiyor. İçki lanetlenmiştir. Onu yapan lanetlenmiştir, Yapmasına vesile olan lanetlenmiştir. Kendisine götürülen kişi lanetlenmiştir. Satan ve satın alan lanetlenmiştir. Ve sakiye ve içilmesine yardımcı olanların tümü lanetlenmiştir. Ama Ben içmiyorum, işimi görmek için birilerine götürüyorum. Veya Ben içmiyorum bundan kazanç elde ediyorum, ticaret yapıyorum deme bizleri asla bu sorumluluktan kurtaramayacaktır.
Bu asla Allah’ın yanında mazeret olmayacaktır. Kazanılan parasını, suçsuz günahsız evlatların midelerine koymaya, toplumu zehirlemeye hiç kimsenin hakkı yoktur ve olamaz. Bu işi hemen terk edip biran evvel tövbe edilmeli, Allah’tan af dilenmelidir. Yoksa onları bekleyen korkunç sonu Efendimiz as şöyle izah ediyor:
Ubade b Sabit ra den gelen rivayette de şöyle buyuruyor: “Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah’a yemin ederim ki, ümmetimden bazıları gecelerini zevk ve sefa, oyun ve eğlencelerle geçirecekler. Haramları helal saymaları, kötü kadınlarla eğlenmeleri, içki içmeleri, faizi yemeleri ve (erkelerin) ipek giyinmeleri sebebiyle maymun ve domuz (kılığına döndürülmüş)olarak sabahlayacaklardır” diye buyurmaktadır. (42).
Evet, efendimiz a.s ikaz etmeye devam ediyor. ”Allah, Zina eden ve şarap içen kimsenin imanını, insanın gömleğini sırtından çıkarttığı gibi, çıkarır alır. Allah’a ve ahiret gününe iman eden şarabı (ve diğer içkileri) içmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden şarap (ve diğer içkiler) içilen masaya oturmasın”(11).diye buyurmaktadır.
Ve cennete giremeyeceklerini ifade ediyor.
Abdullah b Ömer ra, Efendimiz as’mın şöyle buyurduğunu söyledi: “Allah şu üç kimseye cenneti haram kıldı. İçki tiryakisine-Ana babaya karşı gelen ve yuvasına çirkin olan şeyi getirip yerleştiren deyyusa”. diye buyurdu. Aynı konuyla gelen başka bir rivayette Efendimiz as: Allah şu dört kimseyi cennete koymaz ve onlara nimetlerinden tattırmaz. Devamlı şarap (yani içkiler) içen-Faiz yiyen-haksız yere yetim malı yiyen ve Ana ve babasına kötülük eden” diye buyurmaktadır. (16).
Evet kıymetli Okurlar, cennetten uzak kılan maddelerin arasındadır içki içmek.
Mevlam muhafaza etsin. Efendimiz as: ”Cennetin kokusu beş yüz sene kadar uzak mesafeden alınır(koklanır, kokusu gelir) Yaptığını başa kakan, anaya ve babaya karşı gelen ve devamlı şarap(içki) içen cennetin kokusunu hiç koklayamaz”. diye buyurmaktadır. Bu kadar sakıncalı ve uzak durulması gereken bir şeydir.
Rabbim bu dünyada içmeyenlerden eylesin. Mevlam her türlü nimete sahip olmayı bu dünyadan ziyade ahiret yurdunda sahip olacaklardan eylesin. Bu illete bağlı olan ve ahretini husrana uğratan, bu beladan kurtarsın. Onlara biran evvel bundan vazgeçip, Allah’a tam bir teslimetle tevbe etmeyi nasip etsin. Ve cümlemizi, Hayat programını, Allah’ın kitabı olan Kuranı Kerime ve onun Resulu olan Muhammed Mustafa s.a.v’min sünnetiyle tanzim eden ve düzenleyenlerden kılsın.AMİN
…DEVAMI BİR SONRA Kİ YAZIMIZDA……
ŞEYH ABDURRAHMAN AKTEPE (2)