“Yaratan Rabbinin adıyla oku” emriyle başlayan bir medeniyet.
“Sizi alaktan yarattık” diyerek tefekküre davet eden bir medeniyet.
“İlim kendin bilmektir” diyerek, kendini bilmeye ve bulmaya çağıran bir medeniyet.
Bu medeniyetin sahipleri bu düsturla hayata nizam verir.
Bu medeniyetin sahipleri sadece okumaz, kendilerini yaratan Rabb’lerini bilerek, anarak okurlar.
İçinde boğuldukları, ruhsal çöküntüler yaşadıkları bir düşünce biçimleri değil; tefekkür ve ümit dolu bir düşünce biçimleri vardır.
Onlar için ilim ve bilimin amacı kendini bilmek, bulmak ve olmaktır.
Bu medeniyette teknoloji insanlığı korkutmak için kullanılmaz.
Atomu parçalayıp elde edilen enerjiyle üretilen bombalar, masum insanların üzerine atılmaz.
Haberleşmek için üretilen cep telefonları, insanların konuşmalarını dinleyip mahremiyetlerini çiğnemek için kullanılmaz.
Kurulan sosyal ağlarla insanlar ekranların başına hapsedilmez, düşünceleri okunmaya çalışılmaz.
Bu sosyal ağlarda kimseye insanların inançlarına, ırklarına, yaşam biçimlerine serbestçe saldırma hakkı verilmez.
Bu medeniyette insan eşref-i mahlukattır, kıymetlidir.
İlaç şirketlerinin üretmeyi planladığı ilaçlar için Afrika’da ki yoksul insanlar kobay olarak kullanılmaz.
Daha çok üretilsin, birileri daha çok kazansın diye GDO’lu besinler üretilip insanların sağlığıyla oynanmaz.
Petrol için çıkarılan savaşlar, madenler için öldürülen insanlar olmaz.
Yer altı zenginlikleri için işgal edilen ülkeler ve yıkılan evlerin altında kalan hayatlar olmaz.
Sömürü zihniyeti bu medeniyette kendisine yer bulamaz.
Bu medeniyette ruh vardır, güzellik vardır. Özünde insan vardır.
Bu medeniyette adalet sadece mahkeme duvarlarında yazılan bir yazı değil, toplumun üzerine inşa edildiği bir temel taştır.
İlim, bilim, hikmet sadece dizilerinde, söylemlerinde değil; hayatlarının bizzat içinde vardır.
İyilik, sadaka sadece para vermek değil; bazen toplumu rahatsız eden unsurları ortadan kaldırmak bazen ise küçük bir tebessümdür.
Bu medeniyet adaleti, merhameti, iyiliği, emniyeti kendine şiar edinmiştir.
Bu medeniyet baştan sona özdür, ruhtur.
Evet! Bu özü ve ruhu dünyaya hâkim kılabilirsek o zaman hayat bulabiliriz.
Dünyayı ve insanlığı içinde bulunduğu buhrandan kurtarabiliriz.
İnsana eşrefi mahlûkat gözüyle bakıp değer verebiliriz.
Yaşayabiliriz, yaşatabiliriz ve insanlığı dirilten ruhlar olabiliriz…
TÜM KÖTÜLÜKLERE ANA OLAN ŞEY…! (3)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.