Düşmandan yaşlıların kadınların, delilerin, çocukların öldürülmemeleri gerekir.
Çünkü Yüce Allah: “Allah yolunda sizinle savaşanlarla savaşın.” (Bakara 190) buyurmuştur. Bunlar savaşmazlar.
Peygamber (s.a.v.) çocukları, ihtiyarları ve kadınları öldürmeyi yasaklamıştır. Çünkü onlar zayıftırlar ve çarpışmaktan, hatta savaşa katkıda bulunmaktan acizdirler.
Rebah İbn Rabî (r.anh)’in şöyle rivayet eder:
“Biz, Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte gazvedeydik. Rasûlullah (s.a.v.), insanların bir şeyin etrafında toplandıklarını gördü.
Bir adam gönderib: “Bak, şunlar niye toplanmışlar?” dedi.
Adam geldi ve: “Öldürülmüş bir kadının etrafında toplanmışlar, dedi.
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu kadın savaşmıyordu. Halid’e söyle! Kadın ve ücretli kişiyi öldürmesin.”
(Ebû Dâvûd, Kitabu’l-Cihâd ve’s-Siyer, 111)
İbn Ömer (r.anhuma) anlatıyor:
“Rasûlullah (s.a.v.)’ in katıldığı gazvelerden birinde öldürülmüş bir kadın bulundu. Rasûlullah (s.a.v.) bunun üzerine kadınları ve çocukları öldürmeyi yasakladı.”
(Buhârî, Cihâd 147, 148; Muslim, Cihâd 24; Ebû Dâvûd, Cihâd 34)
İmam Malik ve Evzâî, Rasûlullah (s.a.v.)’in bu husustaki hassasiyetine binaen şu hükme varırlar: “Kadın ve çocuğun (savaşta) öldürülmesi hiçbir sûrette câiz değildir.
Öyle ki, ehl-i harb, kadın ve çocukları kendilerine kalkan yapıp gerisinde siperlenseler veya bir kaleye veya gemiye girip beraberlerinde çocukları ve kadınları alıb perde olarak tutsalar onlara öldürücü atış yapmak veya sığınaklarını yakmak câiz olmaz.”
İmam Şafiî ve Hanefi uleması: “Kadın savaşçı (olarak askerlere karışmış) ise, öldürülmeleri câizdir” (Ebû Bekr Şemsu’l-eimme Muhammed b. Ebî Sehl Ahmed es-Serahsî, Şerhu’s -Siyeri’l-Kebîr, Beyrut 1997, IV, 188) demişlerdir.
Mâlikîlerden İbn Habib: “Kadının savaşa katılması, öldürülmesine kastetmek için yeterli değildir, bizzat öldürme işine kastetmesi şarttır” der.
İbn Battal’ın nakline göre, kadınların zayıf olmaları, çocukların da küfre düşmekte ehliyet sahibi olmamaları sebebiyle bütün ulema, kadın ve çocuğu öldürmeye kastetmenin câiz olmadığında ittifak etmişlerdir. (İbnu’l Esir Ebu’l-Feth Ziyâuddîn Nasrullāh b. Muhammed b. Muhammed eş-Şeybânî el-Cezerî, Teysîru’l-Vusûl ilâ Câmi’i’l-Usûl, Trc. ve Şerh, Canan, İbrahim, Akçağ Yayınları, İstanbul t.y., IV, 21)
Ebû Bekir (r.anh, ö. 634), Yezid İbn Ebû Sufyân’ı komutan olarak sefere gönderirken yaptığı tavsiyeler arasında, çocukları, kadınları ve yaşlıları öldürmemesi de vardı. (Muvatta, 2/447)
İslâm muctehidleri, savaşa katılmayan kadın ve çocukları öldürmenin câiz olmadığında muttefiktirler. Ancak savaş yapamayan ihtiyarlar hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bu ihtilaf, öldürmeyi gerektiren sebeb nedeniyledir. “Küfür öldürmeyi gerektirir” diyenler, düşmanlardan hiç kimseyi istisna etmemişlerdir. “Küfür öldürmeyi gerektirmez. Zira eğer öldürmeyi gerektirseydi, kadınların öldürülmesi nehyedilmezdi.
Düşmanı öldürmekten maksad onların savaş gücünü kırmaktır. Yoksa küfür sebebiyle öldürmek gerekmez” diyenler ise, kadın, çocuk, ihtiyar gibi savaşamayanları ve çiftçi, işçi gibi savaşa girmeyenleri istisna etmişlerdir. (İbn Ruşd, el- İmâmu’l- Gâzî Ebû’l- Velîd Muhammed İbn Ahmed İbn Kurtûbî, Bidâyetu’l- Muctehid ve Nihâyetu’l-Muktesîd, Dâru’l- Kitâbu’l- İlmiyye, Beyrut 2002, sf: 350, 351)
Küfür en büyük cinayet ise de neticede kişi ile Rabb’i arasındadır. Böyle cinayetin cezası âhirat gününe bırakılır. Bu dünyada verilmesi uygun görülen ceza ise kulların yararına olan bir sebebden meşru olmuştur. Bu yarar kulların birbirlerini öldürme fitnesini önlemektir. Savaşmayanlar için bu durum söz konusu değildir. Ancak bunlardan biri savaşacak olursa öldürülmelerinde bir beis yoktur.
Çünkü kendileri ile savaşmanın vâcib olacağı bir sebebi işlemişlerdir. Savaşacağı kuvvetle muhtemel ve buna dair haklı bir gerekçe bulunan kişilerin öldürülmeleri öncelikle mubah olur. (Ebû Bekr Şemsu’l-eimme Muhammed b. Ebî Sehl Ahmed es-Serahsî, Şerhu’s -Siyeri’l-Kebîr, IV, 186,187)
Kendisi savaşa katılmadığı gibi akıl vererek de düşmana destek olmayan ve erkeklik yönünden de işi bitmiş yaşlılar öldürülemez. Ancak savaşı komuta edebilen, bu konuda öğütleri dinlenen ve zengin olub malıyla insanları savaşa teşvik edecek biri ise veya kral ise ihtiyarlar öldürülebilir. (Halebî, İbrahim, Multeka el-Ebhûr, Mahmutbey Matbaası, İstanbul 1894, sf: 184) Çünkü onlar, gerek öğütleri, gerek hazırlıkları ve gerekse savaşın yapılması konusundaki kötü niyetleri yüzünden bizzat cebhedeki asker durumundadırlar. İşte bu yüzdendir ki, Peygamberimiz Huneyn’de (630) yüz yirmi yaşını aşkın bulunmasına rağmen Durayd İbn es-Simme’nin öldürülmesini emretmişti. Kaynak (İslam-tr.org)
SAVAŞ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.