HEPİMİZ MESULUZ VE HEPİMİZ SORUMLUYUZ (2)

      Tüm övgü ve takdirler kainatın yöneticisi ve idarecisi olan yüce Allah’a aittir.   

      Kıymetli Okurlar; İslam dininin sorumlu bir ferdi olarak, kendimizden ve özelliklede aile bireylerimiz üzerindeki sorumluluğumuzdan ve neleri yapmakla mükellef olduğumuzdan söz etmeye çalışıyorduk. Bu konularda sorumluluk taşıyan bireyler olarak görevlerimizi yapmıyoruz. Sırtımıza yüklenilen bu görevi yerine getirmiyoruz. Hayatı sadece tek ayağı dünya olan, tek rauntlu bir hayattan ibaret görüyoruz. En önemli olan Ahiret ayağını görmemezlikten geliyoruz. Umursamaz ve vurdum duymaz tavır sergiliyoruz.

Unutmayalım ki bu tür hareketleri basit görüp umursamaz tavırlarımızla;

 Telafisi olamayacak bir neslin temellerini atıyoruz. Ahiret boyutu düşünülmeyen bir nesil inşa ediyoruz. Korkmayan, çekinmeyen, saygı gösteremeyen, acımayan ve merhamet göstermeyen bir nesil büyütüyoruz……

Yaşama ve kazanma yolunda her şeyi mübah gören bir anlayışı hâkim kılıyoruz.

Neticesinde yakıcı bir hayatın olduğu gerçeği bizleri ilgilendirmiyor. Varsa yoksa dünyalıkları ve dünyada rahat bir hayatın sahibi olmalarını sağlamaktan başka….

    Bunların yanlışlarından ötürü olanların hesabını Allah’a biz vereceğiz. O gün hiçbirimiz bu sorumluluktan yakamızı kurtaramayacağız bunu bilelim. Ona göre de iş işten geçmeden bugünden tedbirimizi alalım. inş

Bu tür hareket ve davranışlar lanetleme sebebidir. Bela ve musibetlere uğrama sebebidir. Elem verici hastalıklara ve ölümlere müptela olma sebebidir.

Tarihin sayfalarını bilinçli ve ibret alacak bir akılla okuyup incelediğimiz zaman göreceğiz ki, nice insanlar, nice kavimler ve nice topluluklar yaptıkları bir asilikten, bir günahtan ve peygamberlerinin sözlerini çiğnemelerinden ötürü hepsi helak edilmişlerdir. Elem ve ıstırap veren bir azap şekliyle yok edilmişlerdir. Rüzgar ve fırtınalarla, depremlerle, çığlıklarla ve yerin dibine batırılmalarla ve daha değişik şekillerle helak edilmiş olduklarını öğreneceğiz.

Ve buda; Bugün toplum olarak bizim yaptıklarımızın yüzde birini yaptıklarından ötürü başlarına gelmiştir. Günümüz toplumun da ise, geçmiş kavimlerin yaptıklarının tümü mevcut. Rabbim bizleri biran önce ders alıp gereğini yerine getirmek için bir çabanın içerisine girenlerden eylesin. Gidişat gerçekten çok vahim, çok ürkütücü ve çok düşündürücü.

Kıymetli okurlar;

Bir Müslümanın ve kendisini gerçek anlamda Müslüman olarak görenin ne yapması gerektiğini Allah tayin etmiştir. Nasıl davranacağını İslam belirlemiştir. İlahi kanunlar belirlemiştir. Ne Kızlarımız, ne erkeklerimiz, ne arkadaşlarımız ne çevremiz ve ne de makamlarda oturan yetkililerimiz belirlemiştir.

     Hiç bir söz Allah ve Peygamberinin sözünün üstünde değildir. Hiçbir hatır bu hatırın üstünde değildir. Hiçbir uygulama ve davranış dinin emrettiğinin üstünde değildir.   Allah ve onun yüce Resulünun hatırı hiç bir hatıra değiştirilmemelidir. Hiçbir adete, hiçbir örfe ve hiçbir ideolojiye feda ve kurban edilmemelidir.

   Her konuda “hüküm ancak Allah’ındir….” Söz Allah’ındır. Karar Allah’ındır. Emir Allah’ındır. Hayatı nasıl yaşacağımızın sınırlarını çizen güç Allah’tır. Nasıl yaşamamızı, nasıl oturmamızı, nasıl yememizi ve içmemizi, nasıl uyumamızı, nasıl konuşmamızı, nasıl davranmamızı, nasıl alışveriş ve ticaret yapmamızı, nasıl namaz kılmamızı, oruç tutmamızı, zekat vermemizi ve nasıl bir insan ve Müslüman olmamızın şeklini ve sınırlarını tayin eden ve belirleyen tek güç, tek otorite bizleri yaratan Allah’tır. Haşa bir başkası değildir.

   Eğer gerçek buysa, o halde Nerde nasıl bir duruşu sergileyeceğimizi tayin eden Allah olmalıdır. Hayatı nasıl ve ne şekilde yaşatacağımıza karar veren Allah olmalıdır. Böyle bir hayat ancak bizleri ve tüm insanlığı selamete çıkaracaktır. Huzura, barışa ve kardeşliğe çıkaracaktır.

Yok eğer Allah’ın hayatlarımıza karışmasına müsaade etmezsek, canımızın istediği bir hayatı yaşamaya çalışırsak, Nasılsa Allah’a, kaçınılması mümkün olmayan hesap gününde mutlaka hesabı vereceğiz.

Mevla’m o hesabı güzel ve rahat verenlerden eylesin. Hepimize akıl şuur ve basiret ihsan etsin. AMİN