Muğla’daki cinayet toplumsal bir ahlak ve hukukun yozlaştığının sonucu olabilir mi? Olayı bir anımsayalım: ” Pınar Gültekin, Muğla’nın Ula ilçesinde, 16 Temmuz 2020 günü kaybolan ve Cemal Metin Avcı tarafından öldürüldükten sonra 21 Temmuz 2020 günü Menteşe ilçesinin kırsal Yerkesik Mahallesi’ndeki ormanlık alanda cesedi bulunan Türk kadındır. “
Şovenist ulusal basın ölen bir kadının ırkını önemserken katil bu caniliği nasıl yapar sorgulamaz. O dönemin haberinde Türk kadını demişti o açıdan belirtmek zorunda kaldım. Türk değil Bitlisi Kürt bir kız olan Pınar Gültekin… Okumak için Muğla’ ya gider. Hedef okumak içindi. Ne olduysa ergen heyecanına kapılıp Cemal Metin denilen ruh hastası biriyle tanışır ve çirkin bir yaşamın yolculuğu başladığı gibi korkunç bir cinayetle sona erir…
Nasıl öldürdüğünü nasıl yaktığını ve yakılan cesedin üzerine beton döktüğünü tespit edilmesine rağmen son anda ne olduysa mahkeme müebbetten ceza indirimine getirip 22 yıl cezaya uygun gördü?
– Sonra?
Bir kaç yıl sonra bu aşağılık topluma karışır yaşamına devam edecektir.
Tıpkı Batman’da uzman çavuş Musa Orhan vakasını da unutmadık. Masum bir köy kızını günlerce ev de tutup evlenmek maksadıyla haftalarca tecavüz eder. Kız bunun farkına vardığında yaşamına son verir.
-Ne oldu?
İki ruh hastası yaptıklarıyla kaldılar!
Hukuk burada işlenmiyor. Ne olduysa bir yerlerde kararın üzerine farklı bir anlam yükleyip “Normladır bir daha Olmaz” anlayışıyla dosyalar kapanıyor veya kapanacaktır!
Anne, babalar…
Kız çocuklarınıza değer verin. Önemseyin dertlerini dinleyin. Bunu yapmadığınızda sevgi ve alakayı başka yerlerde bulamak isteyecekler.
Keşke Pınar’ın annesi ve babası kızlarını Muğla’ya gönderdiklerinde yaşamının profilini yakında takip etseydiler.
O vakit belki bu olay yaşanmayacaktı. Kürt Anne çaresiz Türkçe bilmeyip “Sanki biz kötü o katil iyidir. Mahkeme böyle yaptı bize” diyor.
YENİ YAŞIMA MEKTUP