Seçim safhasına girdiğimiz şu günlerde siyasi partilerin de mahalle ve ev ziyaretleri hız kazandı.
5 yılda bir rastladığımız bu ziyaretlerle vatandaştan oy isteyen partiler hayat pahalılığına karşı nasıl bir çözüm bulacakları konusunda bilgi veremiyorlar.
Vatandaşın derdi inanın seçim değil, ülkenin başına kimin geçtiği vatandaşı ilgilendirmez, vatandaş cebine bakar.
Seçmen akşam eve gittiğinde çocuklarına ekmek götürebilme derdindedir.
Şu hayat pahalılığında evine bakabilen zaten şanslıdır. Siyasi parti temsilcilerinin gerçekleştirdikleri mahalle ve ev ziyaretlerinde ne tür konuların konuşulduğunu hep merak etmişimdir.
Hayat pahalılığının gündeme geldiğini sanıyorum. Çünkü zengini de fakiri de şuan ki ekonomiden şikâyetçi.
Peki, mevcut iktidar partisi dışındaki siyasi parti temsilcilerinin gerçekleştirdikleri bu ziyaretlerde vatandaşa ne vaat ediyor.
İktidar olmaları halinde fiyatlar mı düşecek maaşlar mı yükselecek?
Ya da bozulan bu ekonomiyi düzeltmek için nasıl bir formülleri var?
Televizyonlarda siyasi parti liderlerinin açıklamalarında ekonomiyi eleştirmeleri dışında çözüm noktasında birinden bir şey duymadım.
Oyunu alabilmeleri için mantıklı çözüm önerileri sunmaları lazım.
Yaşım itibari ile ilk defa böyle bir ekonomi ile karşılaştım.
Pahalılık, fırsatçılık, günü kurtarmacılık ne derseniz değin ama ekonomi yakıtla düşer.
Yakıt düşerse nakliyeler de düşer haliyle bu fiyatlara da yansır.
Peki, siyasi parti temsilcileri bunu bilmiyorlar mı elbette ki biliyorlardır.
Yakıtta sadece ÖTV düşerse bile ciddi bir fark olur. Bunu kaldırmamalarında da vardır bir hesap biz onu bilmiyoruz.
İktidara talip siyasi partililerin vatandaşı ekonomi konusunda iyi bilgilendirmeli ki oy alabilsin.
AK Partiden ayrılanlar mevcut diğer partilere oy verilecekleri sanılıyor ama bence öyle değil.
Birçoğu sandığa bile gitmez. Çünkü muhalefetin ekonomi konusunda bir ajandası yok.
Halk cebine bakar, mutfağına bakar, tenceresine bakar.
Yapılan ev ziyaretlerinde bu konuda ikna edici formüller sunulması gerekir diye düşünüyorum.
YILMAZ GÜNEY İLE CÜNEYT ARKIN’IN TOPLUMSAL SANAT DURUŞLARI…