Ülkesini genişletmek isteyen Rus çarı Petro, devleti için sıcak denizlere inmek gibi bir strateji uyguladı çünkü ülkesi kuzeyde buzlarla kaplı bir denize sahipti. Güneydeki denizleri de artık Avrupa’ya karşı tökezleyen Osmanlı imparatorluğu tutuyordu.
Ruslar için Akdeniz’e inmenin iki yolu vardı; birincisi, Osmanlı’daki boğazları ele geçirmek için, İstanbul’u, Bulgaristan’ı ve Trakya bölgesini ele geçirmek; ikincisi, Kafkaslar üzerinden orta doğudan Akdeniz’e inmekti. Petro bu iki yolu çok denedi. 1800—1814 yıllarında İran’la yaptığı savaşlar sonunda Ermenistan ve Azerbaycan’ı aldı. Erivan’da kurduğu bir kontla Anadolu’yu işgal etmenin yollarını aradı. Ruslar burada Osmanlı Sultanı 2. Mahmud’un sert politikalarından bezmiş Kürtler ve Ermeniler üstünde oynamaya başladı. Kısa bir dönemde Erivan, Kars, Erzurum, Bingöl ve Ağrı bölgelerindeki Müslüman ve Ezidi Kürtleri yanına çekmeyi başardı. Osmanlı yönetimi bu arada Merkezileştirme adı altında Türkleştirme programlarını uygulamaya başlamıştı. Kürt ve Arap coğrafyasında çok karışıklıklar oldu. En son 1847 yılında Botan Emirliği’nin düşmesi ile Mahmudi ve Hakkari beylikleri de düştü. Daha 1830’larda Bitlis, Baban, Erdalabn, Soran emirlikleri düşmüştü. İrili ufaklı ordusu olmayan 30 kadar Kürt emirlikleri yok oldu. Kürtler burada birlikte hareket etmemelerinin cezasını çok kötü bir şekilde ödediler.
Botan Emirliği dahil Kürt emirliklerinin bir bir ortadan kaldırılması tam tamına kırk yıl sürdü. Burada çok zayıf duruma düşen Osmanlı ordusu Kırım’da Rusların karşısında hezimete uğradı. Artık ortada müttefik olup Osmanlı’ya asker verecek bir Kürt emirliği yoktu. Ruslar için de her şeyini kaybetmiş Kürtler artık bir güç değildi. Bundan dolayı Ruslar tüm yatırımlarını Ermenilere kaydırdı. Ermenilerin kafasında eskiden beri Kürt coğrafyasının büyük bir kısmını ele geçirmek vardı. Bu onların beklediği bir şeydi. Ermeni gençlerden kurdukları çeteler ile Kürtlere karşı katliamlara başladılar. Bundan dolayı 1850 – 1877 Osmanlı Rus savaşına kadar yüz binlerce Kürt öldü ve yerinden yurdundan edildi.
Şurası bir gerçektir ki Kürtlerin yaşadığı coğrafya çok dinli ve çok kültürlü bir yerdir. İşin kötü tarafı Rusların buradan Akdeniz’e inme planları, Osmanlıların merkezileştirme politikası ve bu her iki gücün azınlık halklar üzerinde oyun oynamaları, bölgedeki dengeleri değiştirmekle kalmadı, büyük bir kargaşa, derin çatlak, dinler arası hoşgörüsüzlük ve peşinde dramlar yaşanmasına yol açtı. Burada zarar gören halklar tabii ki azınlıklar oldu. Ezidi Kürtler, Müslüman Kürtler, Alevi Kürtler ve Hıristiyan Ermeniler, bu devletlerin derin politikaların kurbanı oldular.
BİRAZ TARİH VİLAYET’İ SİTTE
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.