RİYA – Batman Pusula Gazetesi
Yatsı Vakti a 02:00
Batman KAPALI 32°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

RİYA

Kavramlar ait oldukları literatür anlamları, kullanıldıkları terimsel boyut ve taşıdıkları tanımlama itibariyle düşünüldüğünde, sadece tek bir mana yüklenmiş gibi algı oluştururlar. Aslında kavramlar, kelimeler, terimler anlam olarak belli bir tanımlamaya ve belli bir alanın akademik açıklamasına sahip olsa da bilimsel mana dışında günlük hayatın kullanılan dili açısından da toplumsal bir tanım çerçevesine de sahiptir.

Bilimsel ve akademik literatürde terimsel tanımı olan her hangi bir kavram, günlük dilde değişik anlam ve açıklamalara ışık tutan dil özelliklerini de kendinde taşır. Örneğin “Günah” denince veya “Haram” kavramı kullanıldığında akla gelen ilk alan dini literatür veya dini kuralların insana yüklediği sorumluluklar noktasında uzak kalınması gereken her türlü bozucu neden olmakta.

Ama toplumsal hayat sürecinde insanlar arası ilişkilerde ve bu ilişkiler ağını belirleyen yazılı hukukta her iki kavramın da karşılığı hem yazılı olarak anayasal açıdan hem de gelenek, kültür ve alışkanlıklar açısından bireye, topluma zarar verecek unsurlardan sakınmayı gerektiren tanımlamaları önümüze koyar.

 Ya da “Sayı-Rakam” dendiğinde Matematik biliminin konusunu oluşturan ölçümler, nicelikler, hesaplamalar akla gelirken, günlük hayatta bu kavramların tüm insanlar tarafından kullanılan değişik manaları görülmekte. Sadece Matematik bilimi değil, tüm toplum bireylerinin kendi hayatında sıkça kullandığı sayısal ve rakamsal kavramların yaşamımızın vazgeçilmezleri olduğu görülmekte.

Riya kavramı da ilahi alanın ahlak ve erdemli davranışlar kategorisinde, gösteriş ve gerçekte olmayan durumları samimiyetsizlik üzerine kuran bir eylem bütünlüğünü ifade eder iken; Günlük hayatta dini manası dışına çıkarak kibirli olmama, insanlar arası ayrımcılık yaratmama yönüyle kötü davranış ve insanlara zarar veren hareket tarzlarını ortadan kaldıran bilinç halini işaret eder.

Gösteriş diye kısaca tanımlanan kavramın açık ifadesi gerçekte olmadığı halde iyi görünmektir. Riya, davranışların ve hayat şeklinin insanlara iyi görünmek ve daha kötüsü insanlara gösteriş yapmak amacıyla farklı eylemlere yönelme durumudur.

Olanı olduğundan farklı, ama kişiye yarayan ve kişiyi üstün göstermeye çalışan şekliyle dışarıya sunmaktır. Dini anlamı daha fazla kullanılırken sosyolojik anlamı daha az yaygın olmakta.

Dini manada ibadetlerde ve dini yaşam biçiminde samimiyetten uzaklığı, ihlâs ve itaat konusunda Allah rızasını unutarak kibir ve gösterişe dayanan eylemleri yapma anlamı taşır. Sözler ve davranışların iyiliği ve samimiyeti arka plana itmesi, insanların beğenisini kazanmak için yapılmasını işaret eder.

İnsanların dini manada riya göstermesinin amacı çıkar sağlamak, statü elde etmek, çevre edinmek, reklam yapmaktır. Örneğin insan haysiyetine ve onuruna aykırı olan yalan ve usulsüz işler yapmak, kutsal kabul edilen yaşam modeli açısından riya olgusunun canlılık kazanmasında etken olmakta. Yine ibadetlerin gösteriş için değil, yaratıcının rızası ve şükran duygusunun dillendirilmesi için yapılması gibi…

İkiyüzlülük diye de tanımlanabilecek riya kavramında davranışların samimiyet dışı olması ve gösterişten uzak kalması değerlerin oluşumunda etkendir. Hareket ve davranışlar sadelikten, samimiyetten uzaklaştığı oranda anlamını yitirir. Samimi olmayan ve içten gelmeyen davranış ve eylemler düşünce kirliliği yaratır. Düşüncenin kirliliği de davranışların kibir ve gurur dolmasına yol açar.

Düşüncenin samimi olması kadar davranışların da kibir ve riyadan uzak olması ahlaki erdemlerin temelini oluşturur. İnsan ilişkilerinin samimiyeti, erdem ve ahlak noktasında kabullenme ve değer verme duygularını canlandırdığından, kibir ve riya ile gösteriş duygusunu yaratan, insanlar arası ayrımcılığı körükleyen etkenlerin sonlanmasında önemli roller edinir.

“Zaman, ikiyüzlülüğün gizlediğini nasıl olsa bir gün ortaya çıkarır; Kusurlarını örtenin sonu nasıl olsa utançtır!” diyen W. Shakspeare, insani duyguların kötü olanını işaret ederken, utanç hissinin ikiyüzlülük maskesini yok edeceğini vurgulamakta.

Riya, diğer tanımı açısından gösteriş ve ikiyüzlülük ya da gerçekte olmayanı varmış gibi yansıtmaya çalışma hali, insan tabiatının kendini beğenme zafiyetinin uzantısı olduğundan düşüncelerin, davranışların ve temsil edilen statülerin sorumluluğunu yerine getirme konusundaki eksikliği veya yetersizliği de karşımıza çıkarır.

Farklılıklar ile ayrımcılık veya aykırılık arasındaki ince çizginin korunması, erdem ile ahlak sınırlarının özgürlük alanı ile olan hassas ilişkinin korunması kadar önemli bir ayrıntıyı önümüze seriyor.

İyi olan, insanın korunması ve toplumsal yaşam alanlarının kamusal alan bilinci ile sosyal kimliklerin desteklenmesidir. Kötü olan ise ortak yaşam alanlarının kamuya açık özgürlükler alanı olduğunu unutup, bireysel özgürlük kimliğine yönelik ortak paydaları görmezlikten gelinmesi düşüncesine kapılmaktır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

RİYA

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.