Yaşamını sürdüren insan, ihtiyaçlarını karşılama, eğitim sürecine katılma, aile kurma, sosyal etkinliklerde bulunma ve kültürel hayatını hareketlendirme konusunda iletişim ve diyalog kurmak zorunda olduğu bir zaman-mekân bilincine sahiptir.

 Yalnız kalamayan ve ihtiyaçlar-beklentiler noktasında dayanışma halinde olduğu ve yerine göre yardımlaşmaya muhtaç olduğu herkese karşı şükür duygularını saygı ve aitlik duygularına oturtmak mecburiyetinde kalan insan, itaat etmeye ve övgülerde bulunmaya hazır hale gelir.

Ayrıca kendi sahip olduğu güçlerin üzerinde olanlara şaşkınlık ve hayretle bakan insan için “Boyun Eğmek” dürtüsünü doğuran asıl yaratıcı gücün varlığı ile şükür kavramı doğru manasını kazanmakta.

Yani insanüstü olan ve akıl ötesi olanı kavrayamayan zihin potansiyeline boyun eğdiren “İlahi İrade” sayesinde değer kazanılmakta.

Olanı olduğu gibi kabul etmek ve kibir hissine kapılmadan büyüklenme duygusunu ortadan kaldırmak insandan beklenen bir haslettir.

Şükür duygusu büyüklenme ve kibir hislerini yok ederken, sağlanan imkânlara ve verilen nimetlere karşılık verme amacı ön planda tutulur.

“Eldeki ile yetinmek” tabiri birçok kimsenin saçma kabul ettiği ve hatta bunun ötesinde yetersizlik hissi doğurduğu için yetinmeme ve beklentilere sahip olma sonuçlarını doğuruyor.

 Çünkü insan açısından daha fazlasına tamah etme hissi son bulmaz.

Sınırsız ihtiyaçları olan ve ihtiyaçlarını gidermenin yolunu da kazanma dürtüsüne oturtan insana, daha fazlasını edinme hırsı yanlış yollar ve eylemler yaptırabilmekte.

Yetinmek ve sahip olunanı korumak kadar eldekilerin değerini bilmek ve buna bile sahip olamayanları gözetmek gerekiyor.

Açgözlülük duygusu ile kıyaslandığında şükür kavramının havada kalmasının nedeni, tatmin olamama hissi ve bitmek bilmeyen sınırsız istek ve beklentilerin olmasındandır.

Doymayan ve doyma hissini asla yetinme üzerine kurmayan insanlar için şükür, basit bir kavram ötesine geçmediğinden, geriye kalan tek şey açlık ve hırs olmakta.

Aslında açlık, bedensel ve fiziki açlık değil. Ruhun ve gözün açlığıdır insanı doyurmayan ve açgözlülük hissini canlı tutan.