Geçmişten aktarılan ne varsa, olduğu gibi doğru kabul etme gibi bir alışkanlığımız var. Doğrusu, öğrenilmiş tecrübelerle birlikte edinilen bilgiler kolaylık sağlamakta ve hayatımıza büyük faydalar sağlamakta.

Ama bazen öyle olmuyor!

Değişim ve gelişim aşamalarının, yerine göre bizim düşünce ve alışkanlıklarımızda da farklılık yaratması gerektirdiğini unutuyoruz. Çünkü değişim ile birlikte zamana ve ortama-şartlara göre yeni faydalar ve kolaylıklar ortaya çıkmalı iken, zihin yapımızın ve geleneksel alışkanlıklarımızın aynı kalması, farkında olunmayan kayıpları ve zararları da beraberinde getiriyor.

Söz konusu değişim ve gelişim dönemleri hayatımızın her anında karşımıza çıkmakta ve yaşam alanlarımızın toplumsal işleyişinde topluluk hayatından kopmamızı engelleyen önemli donanımlar durumundadır. Günlük hayatımızda olduğu gibi eğitim alanında, sosyal ilişkilerde, ekonomik faaliyetlerimizde, iş hayatı ve meslek ortamlarımızda, aile içerisinde yaşamımızı şekillendiren alışkanlıkları ve geçmişten gelen uygulamaları bire bir sürdürmenin gayretlerini gösteriyoruz.

Tüketim alışkanlıkları gibi üretim alışkanlıkları da bazen fayda-kazanç yerine zarar-düşük gelir sonuçları doğurabilmekte.

Aralık ayının ikinci haftası, Cuma Namazı itibariyle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tüm Camilere gönderilen talimat gereği, Yağmur Duası yapılması istenmişti. Farklı cephelerde ve değişik inançlarda olanlar tarafından olduğu kadar aynı inancı paylaşan kişiler tarafından da eleştiri-onaylama tartışmalarına sebep olan uygulamanın neden yapıldığı, nasıl uygulandığı, bireysel kabullenme ve sonucunun ne olduğu konusunda değişik yorumlara girmeden söylemek istediğim şey, yapılan Yağmur Duası’ nın hayatımızın her anında olması gerektiğidir.

Konu bu değil!

Vurgulanmak istenen şey “Durumlar ve olaylar karşısında önceden alınması gereken tedbirler ile koruyucu önlemlerin herkes tarafından kabul edilmesi” halidir. Çünkü tüketime sunulan Su nimetinin değeri ve önemi hakkında yeterli farkında olma haline sahip değiliz. Barajlarda biriktirilen su miktarı ile harcama ve tüketme oranlarının tutarlı olmaması bir yana, doğal dönüşümü sağlayan hava hareketleri ve dönemsel yağış yetersizlikleri “Su Sıkıntısı” yaşanmasının ana temeli olmakta.

Bir de barajların olmadığını düşünsenize! İnsan psikolojisi için rahatlık buradan geliyor. “Nasıl olsa var” diyerek tüketimi kapasitemizin üzerinde kullanmaya çalışıyoruz. Sınırsız kaynak olan ve yaratıcımızın büyük bir nimeti olarak sunulan diğer kaynaklar gibi Su da alışkanlığımız olan yanlış kullanımlarla heba edilebilmekte.

Aşırı su tüketimi veya bilinçsiz harcama eylemlerinin sonucu genellikle risk ve tehlike doğuran yetersizlikleri önümüze koyuyor. Barajlarda su seviyesinin artması ve azalması yağış miktarı ve düzenli hava olayları ile direkt alakalı. Zaten yaratıcımız yeterinden fazlasını insana sunuyor. Ama israf ve heba etme sınırını geçmeyecek derecede kullanmak şartıyla.

Sıkıntı, insanların evlerde su ihtiyaçlarını gidermeleri veya temizlik amacıyla tüketmelerinde değil. Sıkıntı sulama ve tarımsal faaliyetlerde heba edilen ve yanlış yöntemlerle boşa akan binlerce tonluk su israfında.

Aynı Elektrik israfında olduğu gibi…

Su kullanma alışkanlığımızın olmaması veya uygun tarımsal faaliyetlerin yanlış kullanılması ile ortaya çıkan yetersiz Su ve Elektrik Enerjileri’ nin toplum hayatına yetmeyeceği ortada. Tarım sektöründe sulama bilgisizliği ve verimli su kullanımı yetersizliği kendisini fazlasıyla gösteriyor. Vahşi Sulama yöntemi le topraktaki mineral ve bakterilerin ayrılmasına yol açarak toprağın verimini düşürmek bir yana israf edilen miktar ile aşırı su kayıplarına da neden olunmakta.

Barajların su seviyesi alt basamaklara kadar indi. Ülke geneli bir su sıkıntısı ve yağış yetersizliği söz konusu. Bu dönem itibariyle su tasarrufu yapılması mantıklı olandır. Gerçi yaratıcımızın bize olan rahmetinin yolda kalmamıza engel olacağını zaten biliyoruz, ama yine de aşırıya kaçmamak önemli.

Sadece tarım alanında değil, sosyal hayatımız ve yaşam alanlarımızda da aşırıya kaçmamanın ve tasarruflu davranarak lazım olan oranda, su gibi elektrik ve diğer enerji kaynaklarını ölçülü kullanmanın farkındalığını edinmek gerekiyor.