Takıldığım, tökezlediğim, düştüğüm her girdaptan çok büyük zorluklarla çıktım. Yenilmeyi göze alamadığımdan değil, düşmeyi kendime yakıştıramadığımdan, bütün gücümle, yeniden her anımda olduğu gibi, tekrardan yürümeye devam ettim papatya kokan yolları. Ben aldığım her yaranın sonunda tekrardan güçlendim. Yürütebildiğim her anı kendi yolum bildim. Savaştım. Ellerim kanadı, yüreğim pare pare yarıldı her bir yanından. Sevmekten değil, sevilmemekten usandı kalbim. Hayat silleli tokatlarını gün be gün atmaya, beni yanıltmaya yaralamaya hep devam etti oysa. Paramparça bir dünya taşımaya başladım. Parçaları hep bir cam kırığı misali battı her bir yanıma. Kanımı akıtana dek bununla savaştım tüm benliğimle. Şimdi ise hâlâ aynı yolun yolcusu olarak yürüyorum bu yolu sevdiklerimle. Beraber göğüslüyoruz bütün acıları.

Geçmiş zamanları tek tek ardımda bırakırken, hâlâ hissedebiliyorum o anları. Ellerim uyuşuyor dizlerimin bağı çözülüyor sanki. Omuzlarım çöküyor en dibe. Yorulduğumu biliyorum. Yorulmama sebep olanları da. Yaşadığım her duyguyu acı bile olsa seve seve bağrımda taşıdım. Ee tabi biraz dağılabilir insan, biraz tökezleyebilir biraz da yorulabilir. Ama her sabah uyandığında yeniden yep yeni güçlerle kocaman umutlarla uyanmalısın. Hayatın tüm zorluğuna tüm çilesine rağmen bir şekilde adımlarımızla gölgemizi takip edip yürüyoruz bu uzun soluklu yolu. Her sillesini yediğim hayatın tokatları beni benden edemedi. Ben ne kendimden ne de bu hayattan vazgeçmedim..