Son yıllarda dünya genelinde yaşanan terör olayları, depremler, Tsunami ve son olarak en ölümcülü en tehlikelisi ve insanı en çaresiz bırakan korona virüs salgını.
Tüm bu olaylar insanoğluna Allah tarafından verilen ceza olduğunu düşünüyorum.
Bu dünyada hiç bir şey sebepsiz değildir.
Yıllarca Suriye'de öldürülen masum insanlar, çocuklar, kadınlar bunlara Türkiye dışında başka hiç bir ülke ne kucak açtı nede yapılan zulme ses çıkardı.
Bu korona virüs salgını görülmeye başlandıktan sonra, Suriyeli çocuğun ölmeden önce 'Sizi Allah'a şikayet edeceğim' sözü paylaşılmaya başladı.
Bu çocuğu bile başımıza bir bela gelmeyene kadar hatırlamıyorduk.
Ancak sıkıştığımız zaman Allah'a sığınmasını biliriz.
Yıllarca Suriye'de iç savaş yaşanıyor.
Bu savaşta binlerce çocuk ve masum insan öldürüldü, yerlerinden edildi, sürüldüler.
Tüm dünya sadece bu yaşananları seyretti.
Türkiye bu zulme ses çıkardığı zaman da tüm dünya Türkiye'nin üstüne gelmeye başladı.
İşte bugün dünyayı kasıp kavuran ve insanoğlunu çaresiz bırakan korona virüsü tamda işte budur. Mazlumun ahıdır.
Türkiye öldürülen çocuklar için üzerine düşeni yaptı yapıyor.
Dünyayı etkisi altına alınan ve kimseyi evinden bile çıkaramayan bu virüs dışarıdaki vatandaşlarımızın ülkeye dönüşüyle bir şekilde Türkiye'de de görülecekti.
Bu kaçınılmazdır. Ama bu virüsü minimize etmek ve en az zararla atlatmak için ülke olarak hep birlikte mücadele etmemiz gerekir.
Yetkilerin çağrısına kulak verelim, evden çıkmayalım.
Çünkü bu virüsü taşıyorsak sadece kendimiz değil, bizimle beraber onlarca insanın sağlığı ile oynamış oluruz.
Bunun vebali de büyüktür. Bile bile insana zarar veriyor olacaksın.
Bu virüsü taşıyor olsak ta, olmasak ta evde kalarak başkalarına zarar vermemiş oluruz.
Bu geçici bir dönemdir. Bu günleri en az zararla geride bırakmak için biz halk olarak elimizden geleni yapmalıyız.
Bunun için yapman gereken en kolay şey evde kalmandır...