ÖĞRETMEK… - Batman Pusula Gazetesi
bonus veren siteler casinositeleri.co https://www.battle-brothers.net
güvenilir casino siteleri istanbul evden eve nakliyat deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler popüler casino siteleri sex shop ofis taşıma parça eşya taşıma evden eve nakliyat nakliyat casino siteleri 2024 en iyi casino siteleri erotik shop uluslararası nakliyat
Öğle Vakti a 12:17
Batman KAPALI 20°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

ÖĞRETMEK…

Spread the love

1980 li yılların başlarındaydı. İlkokula gidiyorum henüz. Okulu gidebilmek için yaklaşık 6 km yürümek zorundaydık.

Köyümüzde 3 tane cami vardı çok şükür fakat okul iki köy uzaktaydı bize. Karadeniz’in çamuru da dillere destandır.

Ufacık ayaklarımızdan çekip alırdı arkası yırtık kara lastik ayakkabılarımızı.

Ama her gün okula karnaval yerine gider gibi sevinçle giderdim. Nefes alabildiğim tek yerdi orası çünkü.

Bitli saçlarımı okşayan tek kişi o okuldaydı. Tiksinmeden kendi bembeyaz ipek mendiliyle soğuktan donmuş sümüklü burnumu silen tek insan.

Evet üstelik okulda ezik bir tiptim. Sidik kokan ve başı bitli ufak tefek kapkara ve çirkin bir kız çocuğu.

Kimse oyununa almazdı beni mesela. Oynamayı bilmezdim ki zaten de.

Allahım bana yardım ediyor olmalıydı ki derslerim çok iyiydi. Tek tutanağım derslerimdi hayatımda.

Neyse konumuza gelelim…

O hafta yerli malı haftasıydı. O yüce gönüllü adam sınıf öğretmenimiz bizlere “yarın herkes evden bir şeyle getirsin çocuklar” dedi.

Yani elma portakal, yumurta, kek  ve buna benzer şeyle diye de açıklama yaptı. İçimde tarifsiz bir burukluk belirdi.

Yarın okula gelmesem olmazdı. Evdekiler evden gitmedi baş belası diye kızardı bana ve öğretmenim de beni sevmezdi artık.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Bildiğim tek şey annem bana hiçbir şey vermeyecekti yerli malına katılabilmem için. Akşam yatmaya yakın söyleyebildim anneme.

Hiç umursamadı bile, yattı uyudu. Sabaha kadar uyuyamadım soğuk yatağımda içimdeki tarifsiz buruklukla ve yine tutamadığım gözyaşlarımla.

Çünkü dibine kadar sevgi fakirliği içinde büyümeye çalışıyordum 8 çocuklu bir ailedeki en küçük birey olarak.

Velhasıl sabah olmuştu. Ben yine tek başıma kalktım sidikli, ıslak çamaşırlarımın üstüne kara önlüğümü giydim.

İlk defa karnaval yeri değildi okul benim için o gün.

Akşamdan çamur içinde kaybolmuş kara lastik ayakkabılarımı ayağıma takmak üzereyken içerden annem seslendi.

”Odunluğun oraya hoşaf koydum al git” dedi. Aldım kızmasın diye. Elma kurusu en değersiz şeydi memlekette çünkü.

Alay edeceklerdi yine benle. Bir de şeffaf bir poşete koymuştu üstelik gözüküyordu. Çantamın dibine sakladım onu.

Okula gittiğimde daha da utandım. Herkes neler getirmişti. Bazılarının annesi kek yapmış, börek, kurabiye yapmış.

Kimileri portakal getirmiş vs. okul sıralarını birleştirmişler herkes oturmuştu.

Bende boş bulduğum bir yere oturdum ezik ezik.

Çantamdan bir şey çıkarmalıydım. Hoşaf torbasını gizlice çıkardım ve sıranın altına sakladım görmesinler diye.

İşte benim hayatımın dönüm noktası;  Öğretmenim yanımdan geçerken bir an durdu.

Dayağa alıştım ya evde oda vuracak bana sandım.

“ AAA” dedi. Sen ne getirdin kızım böyle dedi. Bütün sınıf merakla bakıyordu. O an ölmek istiyordum.

Öğretmenimiz şöyle dedi. “İşte yerli malı budur,  en sevdiğim şeydir hem hoşaf” dedi.

Çıkardı torbamı sakladığım yerden. Attı ağzına dünyanın en lezzetli şeyini yer gibi de keyif alıyordu.

Koşun gelin yanıma herkes bundan yemeli dedi ve kapış kapış yaptılar elma kurusunu.

“Çocuklar arkadaşınızı alkışlayın” dedi öğretmenim. Yine alay ediliyorlardı sanki.  Ama herkes beni ayakta alkışlamaya başladı.

lk kez gözyaşlarım mutluluktan akıyordu.

İşte öğretmek budur. Öğretmen hayatı öğretir. Minicik avuçlarımıza dünyayı sığdırır.

Yaşam boyu avucumuza sakladığımız dünyada yaşarız oysa.

Utandığımı nasıl da anlamış ve beni yüceltmişti o gün o koca adam…

Her öğretmenler gününde ararım onu. Bu yıl aradığımda avucumdaki dünyada boğuldum adeta.

Kaybetmiştik öğretmenimizi. Her daim benimle o koca adam.

Ve bugün onun sayesinde buradayım..

SEVGİYLE, MİNNETLE TÜM ÖĞRETMENLERİMİZİN AVUÇ İÇLERİNDEN ÖPÜYORUM.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

NİFAK (MÜNAFIK KİMDİR)

HIZLI YORUM YAP