ALİ BABACAN – SELAHETTİN DEMİRTAŞ

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Denilebilir ki bu iki isim ayrı kulvardadırlar, biri devlette Bakanlık gibi en yüksek mertebede yer almış bir kişi, diğeri ise  ağır şeylerle itham ediliyor ve şu an hapiste onun hakkında çok ceza isteniyor.

    Ben bu soruya şöyle bir cevap vereyim, 2005 yılında AB Türkiye ile katılım Müzakerelere başladığı zaman. Ali Babacan o genç yaşta 85 Milyonluk büyük bir ülkenin sorumluluğunu yüklenerek baş müzakereci olarak atandı, yani Türkiye’yi AB e taşıma görevi verildi, birde 60 senedir Türkiye böyle bir hayalle yaşadığını göz ününe alırsak bu çok daha önemli oluyor.

    Aslında bütün mesele buradan başlıyor, eğer AB müzakereleri devam etseydi, Türkiye hedeflenen 10 sene içinde AB e tam üye olsaydı, bugün Selahattin hapiste olmayacaktı, çünkü AB’nin iç sorunlar için çok ciddi ve adil çözümleri vardır, bunlar yerine getirilecekti, Selahattin ülkesini seven biridir, bu büyük şeylerle suçlanmayacaktı. Ama kendilerini Milliyetçi sanan özünde devletin önünde engel olan bazı çevreler hep kendi yağımızda kıvranalım mantığı güdüyorlar, aslında devlete en büyük zararı onlar veriyor.

Selahattin Demirtaş olsun, Ali Babacan olsun, ikisi de AB’ye girmek için çok caba sarf eden iki genç ve dinamik siyasetçilerdi, bir çok kişi AB karşı olabiliriz ama Türkiye 1959 yılından bugüne hep AB hayali ile yaşadı, bunun için çok merhale kat etti, hiç olmasa bu emeğe yazık oldu.

    İşin daha da ilginç yanı, şu anda inancımıza göre ahlaklı olmayan bir çok AB kraterlerini getirmişiz, bugün Türkiye’de Zina, İçki, Faiz, her türlü fuhuş ve daha çok bize uygun olmayan şeyler suç değil, kimse bunları sorun yapmıyor. Fakat AB la anlaşamadığımız konular başkadır, bizden istedikleri İnsan hakları alanında açılmak, senden olmayana saygı göstermek, toplumsal barışı oluşturmak, kendi kişisel hesaplarına göre yasa çıkarmamak. Bence böylesi genç ve dinamik cevherler harcanmamalı, dikkate alınmalı.