İSARAİL BİZİ SİLAHI İLE DEĞİL, HUKUKU İLE YENDİ

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

     Değerli okurlar başlık attığım, “İsrail bizi silahı ile değil hukuku ile yendi”. Bu sözler Filistinli bir siyasetçiye aittir. Demek istediği İsrail uluslararası bir hukuk devleti, veya ileri bir demokrasi uygulayan,  her kesin cazibe merkezi haline gelen, bir rehavet merkezidir. Hayır onun dediği bu değil, İsraillin Dünya hukukunda sicili hiç temiz değildir.

Burada vurgulamak istediği şey İsrail’in Avrupa devletleri gibi kendi iç hukuku, bütün vatandaşlarına eşit mesafede oluşu, mahkemelerin tamamen bağımsız olduğu, o mevkie gelen hakim ve savcıların atama ile değil bu alanda emek sarf ederek gelmeleridir, bir savcının bir hakimin siyasi bir liderle hiç alışverişi olmaz,  bütün vatandaşlar  mahkemelere güven duyar, yandaş hakim veya yandaş medya bilmem yandaş bir görevli yoktur, her şey İsrail devletinindir.

     İsrail bir İbrani’nin hayatı için devletin her şeyini seferber eder, gerekirse terör örgütü gördüğü kesimlerle de temasa geçer, ama ne olursa olsun bir İsraillinin hayatı söz konusu olunca, onu kurtarmak için her şey mubahtır.

    Dışarıdan iş için, yatırım için giden yabancı kişilerde İsrail yargısının önünde güvendedirler,  emeklerinin karşılığı garantidedir. Suudi Arabistan ve ya diğer Arap ülkelerine gidenler bilir, orda yargı yerine kefalet diye bir sistem vardır. Sana kefil olan o şahıs pasaportunu alır, nerede çalışacağına o karar verir, burada durum şansa kalmış, eğer kefil kişi iyi niyetli biri ise, hak ve hukukunu alırsın, yok kütü niyetli birine denk gelirsen bu köleliğin diğer adıdır, çünkü bütün emeğini alır sana cüzi bir pay verir, pasaportun elinde olduğu için ülkene de dönemezsin, yıllarca buna kölelik yaparsın.

    1995 yılında Hac farizası için gittiğim zaman böyle bir durumla karşılaştık, Silvan nüfusuna kayıtlı Tahir adında bir kişi yanımıza geldi, durumunu anlattı pasaportu gasp edilmiş dört senedir evine dönemiyor, çoluk çocuğa parada gönderemiyor. Bizden rica etti bir şekilde beni buradan alın,  otobüste 18 kişi idik, Tahir pasaportunu her şeyini orda bıraktı, eşyalarımızın içinde onu Batmana kadar getirdik.

    İşte Filistinli siyasetçinin anlattığı budur.