Özellikle Batman’ ın yerleşim alanı olarak düz bir arazide olması, hava dönüşüm ve akımlarını alacak bir konumda olmaması, yerleşim birimini ve insanları kirli hava kütlelerinin altına alması da kirliliği artıran unsurlar.
Bunların yanına bir de yeşil alan eksikliğini koyun…
Geçmişten itibaren 608 bin gibi bir insan sayısına ulaşan İlimizin, 2010 sonrası dönemde tanıştığı Doğalgaz Sistemi ile hava kirliliğine büyük oranda son verebildiğini görebiliyoruz.
Dünya sıralamasında havada bulunan zehirli partiküller açısından 5 yıl öncesine kadar ilk sıralarda bulunan ilimizin, doğal iklim yapısı ve hava hareketleri nedeniyle yağışların az olmasında etkisini göstermeye devam ediyor.
Ama sevindirici olan bir gelişmenin varlığı biraz umut dağıtıyor.
Yapılan Ilısu Barajı’ nda tutulan ve Hasankeyf’ i altına alan büyük su kütlesinin yanı sıra, İlimizin Batı kısmında bulunan Batman Çayı’ nın artan su birikimi ile oluşacak buharlaşma ve sıcak-soğuk hava kütlelerinin hareketliliği nemli ve yağışlı dönemlere yol açacak.
Bu yüzden İlimizin geçmişi şu an mevcut insan potansiyelinin sağlığı ve hastalıklara olan direnci açısından zayıf bir karneye sahip.
Kirli hava koşulları, kar ve yağmur gibi yağışların eksikliği, zehirli gazların salınması, temizlik bilincinin yatersiz kalması gibi sebepler günümüz kalp, damar ve solunum yolları hastalıklarının ortaya çıkması, ölümlere yol açması konusunda tetikleyici etkenlerdir.
Genç kuşak ve çocuk yaştakilerin biraz daha şanslı olduğu bu durumun en büyük talihsizleri, 90’ lı yıllarda ve öncesinde doğan, zehirli ve kirli hava ortamında bulunan bizim gibi insanları olmakta.
Çare olarak dikkat ve hassasiyet konusunda sağlık tedbirlerine duyarlılık göstermek işaret edilebilir.
Günümüzü kuratamadık, ama geleceği veya yeni kuşakların sağlıklı ve temiz ortamları, bizim mevcut yaşam koşullarımız için geç kalınmış değil.
Yeşil alanlara önem verişlmesi, hava kirliliğne yol açacak ısınma-yakıt kontrollerinin yapılması, yeni imar yerlerine proje üretilmesi, park alanlarının çoğalması için projeler hazırlanması gerekiyor.
Ayrıca sivil halkın da kendi ev, sokak, yaşam alanlarına ağaç yetiştirme adına girişimlerde bulunması da unutulmamalıdır.
HİÇBİR ŞEY KENDİLİĞİNDEN GERÇEKLEŞMİYOR (1)