Selahaddin Eyyubi’nin adaletli yönetimi, insanlar arasında din – ırk ayrımı gözetmeden yasalar önünde herkesi eşit kılması, savaş hukuku ve savaşta düşman askerlerine ve ele geçirdiği yerlerdeki halka gösterdiği şefkat ve merhamet, bugünkü Cenevre Sözleşmesi’nden tutun da Uluslararası Savaş Hukuku’na kadar tüm bu çağdaş ve evrensel değerlerin temelini atmış. Selahaddin Eyyubi liderliğindeki Eyyubi İmparatorluğu (1171 – 1341) egemenliği boyunca, İsrail / Filistin topraklarında barış, huzur ve adalet hakimdi. Kürt egemenliğinde adalet sadece o zaman değil. Bugün de öyledir 2014’teki IŞİD saldırılarından kaçan Hristiyanlar, Yahudiler ve Süryanîler, Şam’a veya Bağdat’a değil, Erbil (Hewlêr)’e sığınmışlardı. Müslüman ülkelerin diyanet kurumlarında, bırakın farklı dinleri, aynı dinin farklı mezheplerine bile tahammül yokken, Kürdistan Diyanetinde bütün dinler eşit şekilde temsil edilir.  Müslüman ülkelerin genelinde “tek dil” esas iken ve ikinci bir dilin de “resmî dil” olması veya “anadilde eğitim” gibi haklar “bölücülük” ve “vatan hainliği” olarak görülürken, Kürdistan’ın 5 tane resmî dili vardır ve her etnik grup, ilkokuldan üniversite bitimine kadar kendi dilinde eğitim görür. Siyasi alanda bugün için Kürtlerin durumu içler acısı, fakat Din kardeşliğinden dem vuran kişiler bu haksız durum karşısında dilsiz ve sağırdırlar, hatta birçoğu bizzat kürde karşı düşmanlığını gizlemiyor, durum bu iken efendim Allah neden dualarımızı kabul etmiyor yakarır dururuz.