Ortadoğu eski bir yerleşim yeridir, tarihçiler burayı eski dünya diye tabir ediyorlar, medeniyetin insanlığın temeli atıldığı alandır, Allah’ın Peygamberlik vasfını insanlara verdiği yerdir. Bütün Dinlerin kaynağı Ortadoğu’dur. Selahaddin’nin ataları Kürtlerde buranın yerli bir halkıdır, İslam’a giren ilk halklardandırlar. Abbasilerden yakın çağa kadar bir çok yönetim kurdular ve hep İslam aleminin yararına çalıştılar, nice Selahaddinler yetiştirdiler. Ancak sonra korkunç bir felâket yaşadılar ve onları “kötü bir kader” bekliyordu. Önce bu hakimiyetlerini kaybettiler, güçten düştüler. Sonra toprakları parçalandı, bölündüler ve millet olma vasıflarını yitirdiler. Son 150 yılda ise varlıkları dahi inkâr edildi. Ortadoğu’daki erdemli Kürt felsefenin yerini, bugün bencil günü kurtarmak kimsenin kimseye güvenmediği bir durum, yapay ve hiç uygulanmayan bir din kardeşliği aldı. Şu an başta Filistin Ortadoğu da ve İslam dünyasında acı, kan ve gözyaşından başka bir şey yok. O kanlar hâlâ dökülüyor, o gözyaşları hâlâ akıyor. Şiddetle İddia ediyorum  İslam aleminin Selahaddin Eyyubi gibi bir Kürt lider ve adaletli yönetimine ihtiyacı var. Çünkü insanlığın “ölüm”mü değil, “Yaşam’ı kutsayan bir inanca bir yönteme ihtiyacı var. Dini vecibelerimize göre Camilerin, kiliselerin ve sinagogların varlığı olacak olmalıdır. Ama adaletin, hukukun, toplumsal barış ve sevginin yeşermediği, insan haklarının olmadığı, hurafelerin revaçta olduğu, bilim ve sanatın değer görmediği, doğanın tahrip edildiği, çocukların öldürüldüğü, kadınların aşağılandığı Bir yerde, Caminin, Kilisenin ve Sinagogun bir yararı olmamıştır. Abdullah bin Amir den rivayet edilir :  Hz. Muhammed Kâbe’ye hitaben demiş. Sen ne güzelsin, kokun ne hoştur, sen ne kadar büyüksün. Muhammedin nefsi elinde olan Allaha yemin ederim ki bir müminin hürmet ve kıymeti senin hürmetinden büyüktür.