Aynı kareye sığmayan iki yitik

Ve yalnız fotoğraftık biz.

Yabancı duvarları süsleyen

Kendi içinde yavan kalan...

 

Olgunlaşmamış bir bulutun

Zamansız damlalarıydık biz

Masumluğunu içine akıtan

Sustalı bir söz yumağının

Maganda kurşunlarıydık.

 

Umutsuzdu...

Umuda yelkensizdi düşlerimiz

Bir şeyler ters gitse

Anlatımı bozuk bir cümle içinde geçsek

Kaçacaktık birbirimizden.

 

Tutamayacaktı ellerimiz

İkimize yol alan sevgi tılsımlarını

Ellerimiz...

 

Ayrılan bir yol kavşağında

Kapanan bir kapının ardında

Tükenen bir kalemin saydam dokunuşlarında

Ellerimiz...

 

İki yana sallanan bir veda sarmalında

Ellerimiz çıkmaz bir yol haritasında

Yolunu bulamayan cihazın tekrarlayan cümlelerinde

Ve ellerimiz birbirine hasret

Birbirine esaret...