Değerli okuyucular belki attığım bu başlığı garipseyebilirsiniz, haklı olarak Afganistan’ın neresi mutlu diye sorarsınız, ama yazının devamını okuyun ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.
Afganistan İran’ın doğusunda 7 yüz bin Km toprağı yaklaşık Kırk milyon nüfusu, Peştular ( % 42 ) Taçıkler, Hazarlar ve Özbekler den oluşan, fakir maddi olarak çok geri kalmış, denize kenarı olmayan bir orta Asya ülkesidir. 45 senedir dünyanın gündemini işgal eden bu ülkeye kısa bir göz atalım.
Değerli okuyucular, 1950 ve 60’lı yıllarda Avrupa’nın doktorları hastalarını temiz bir hava alsınlar diye, teknolojinin, kimyasal maddelerin ve hava kirliliği olmayan Afganistan’a hava değişimine gönderirlerdi.
Bu giden hastalar kimisi aylarca hata yıllarca kalanlar olurdu, ama işin garip tarafı bu hastalardan birçoğu İslam dinini kabul ederek Avrupa’ya dönüyorlardı.
İslam dinine giren bu kişilere sorarlardı, sizi bu din değişikliğe iten neden nedir, cevapları kısa ve çarpıcı idi, oradaki insanlar çok fakir akşama kadar çalışır, yâri aç, yarı tok yatarlar ama kanaatkâr, İnançlı, Misafirperver, gözü tok, bunların refah düzeyi bizimki ile kıyaslanamaz, şunu gördük ki onların bu mutluluğu inançlarından geliyordu.
İşte bizi onların inancına sevk eden neden budur, buraya kadar Afganistan mutluluklar ülkesi değil midir?
Afganistan’da 1970’li yıllarda dünyada gelişen Sol ve Sosyalist sistemden etkilenen ülkelerden biri idi, ve sonunda 1978 yılında Ruslar tarafında işgal edilip bir sol Sosyalist rejim kurmak istediler, Ruslar girdi de ABD boş mu kalacaktı.
ABD ve körfezdeki müttefikleri ile beraber çareler aramaya başladılar, ilkin Afganistan’daki Rus sistemine karşı çıkan muhalefet desteklendi ve kanlı savaş yılları başladı.
PAYİDAR