18. Yüzyılda başlamak üzere İngilizlerin Osmanlı İmparatorluğunu içten çökertmek için Orta doğuya Lejyonerlik faaliyetlerine başladığı yıllardır.
Kendilerine göre bir yol haritası ve isimlendirme yapmışlar, aha o zaman İngilizler şunu demişler, Mısır İslam coğrafyasının kalbîdir.
Mısır’ı alan İslam’ın kalbine sahip olur ve ilk faaliyetlerini Mısırlı Kıptilerin üstünde yürütmüşler, şu bilinsin ki, bugün yüz milyonluk Mısır’ın On beş Milyonu Hıristiyan Kıptilerden oluşuyor.
İngilizler bu tespitinde haksız sayılmazlar, zira Mısır dünya tarihinde devlet sisteminin kurulduğu ilk yerlerdendir.
Coğrafi olarak çok stratejik bir yerdedir. Akdeniz ve Kızıl denize kıyısı olan Mısır, bundan yaklaşık yedi bin yıl önce devlet sistemine rastlanır, henüz yazı icat edilmediği zaman inşa edilen o görkemli Firavun Piramitlerinin sırrı bu günde çözülmüş değildir.
Takip eden yıllarda Hz. Yusuf olayı, Hz, Musa ve Firavun çekişmesi ve daha nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış Mısır, Miladi 641 – 42 yılında Hz. Ömer zamanında Müslüman orduları tarafından Bizanslıları yenerek fetih edildi, ama bu gün için durumu içler acısı desek yanlış demiş olmayız.
Mısır yüz milyonluk nüfusa, bir milyon Kilometre toprağa sahip en kalabalık Afrika ve Orta doğu ülkesidir.
Büyük toprağı Afrika kıtasında olan Mısır’ın batısında Libya güneyinde Sudanla komşudur, Asya kıtasında bulunan Sina Yarım adası Toprağı ileride İsrail ve Filistin’e komşudur.
TÜM KÖTÜLÜKLERE ANA OLAN ŞEY! (2)