Orta Doğu denilince Avrupa’ya göre coğrafi olarak doğunun ön tarafı, yani Avrupa’ya yakın doğu kısmını kapsar ki buda bugün bizim yaşadığımız bölgenin ta kendisidir.
Coğrafi olarak adlandırılan bu bölge Türkiye, İran ve tüm Arap ülkelerini içine alan geniş bir toprak parçasında oluşuyor.
Orta Doğu siyasi olarak bugün için dünyanın en huzursuz bölgelerin başında gelir, belki de birinci sırayı alır, her nedense buradaki sorunlar çok uzun zaman çözümsüz kalır, bu sorunlar giderek karmaşık hal alır ve içinden çıkılmaz duruma düşer, bunun için her kes birbirini suçlar durur, bütün barış çabaları sonuçsuz kalır ve bu faturayı zavallı bölge halkı öder.
Orta Doğudaki bu çözümsüzlük bu karışıklık bölgede bulunan ülkelerin siyaset ve istekleri işle bağlantılıdır, örneğin yirminci yüzyılın ilk yarısında birbirlerini yiyen Avrupalılar, bu geçen yüzyılın ikinci yarısında dünyanın en huzurlu bölgeyi kurmayı başardılar, bunun sebebi çok basitti daha önce bu ülkeler her şey vatanım için, her şey devletim için deyip, kendilerini buna adamışlardı ve bunun yanlış olduğunu gördüler ve bu sloganı her şey insanlarımız için hedeflerine koydular, işte o zaman hem huzuru hem de refahı yakaladılar.
Bugün Orta Doğuyu oluşturan, egemenliği ellerinde bulunduran devletler, ne üzücüdür ki Avrupalıların yüz sene önceki durumunda gerisindedirler, bunun sebebi sorgulandığında deyim yerinde ise her kafadan bir ses çıkar, biri derki efendim dış güçler, öbürü derki efendim bizim birlikteliğimizin olmayışı, öbürü derki İslam’dan ve Kurandan uzaklaştığımız için, buna benzer sebepler sıralanıp dururlar.
TRAVMATİK OLAYLARDA YALNIZLIĞIN SALTANATI