Sene 2003 yılının Şubat ayı idi. Haç farizası için Mekke’den sonra sünneti yerine getirmek için Medine’ye gitmiştik, çarşıya çıktım biraz alışveriş biraz hediye bir şeyler aldım, biz diyanet değil müttehitlerle gittiğimiz için yattığımız yere otel veya pansiyon denile bilir, Harem camisinden epey uzak bir yerde idi.
Şimdi aldığım eşyaları bir araçla götürmem gerekiyordu, orda gözlerimle bir araba aradım, önümde bir taksi durdu, sordu araca ihtiyacın var mı dedi evet dedim, oraya gidenler bilir, özellikle Mekke’de şoförlerin ezici çoğunluğu Pakistanlılardan oluşuyor, pazarlık yapmasan fiyatın üç dört katını alırlar, bunun için bende ona Hz. Ömer bin Hattab Cad.sine ne kadara götüreceksin diye sordum, istediği fiyat tek ve makul idi, hemen eşyalarımı yerleştirdim ve yaşı yirmi beş civarındaki genç olan şoförün yanına oturdum.
Benimki merak işte, sordum nerelisin, oda bana Medine yerlisiyim dedi, zaten onun tek ve makul fiyatı onun yabancı biri olmadığı anlaşılıyordu, bende çat pat Arapçamla ona dedim ki babam hep derdi Medine ehlî münevverdir, o gülerek benim adım Enver dir dedi, ve bana sordu nerelisin dedi, Arapçan ne kadar güzeldir dedi, ben Türkiye’den ama Kürdüm dedim, ve devamında sordum sen Kürtlerin adını duydun mu Kürtleri bilir misin?.
Medineli Enver başını salladı, evet evet dedi ben Barzani ve Talabani’yi bilirim, onlar ABD’nin yanındadırlar dedi, o günlerde ABD Irak’ta Saddam rejimini devirmek için gün sayıyordu, tabiî ki Irak’taki Şia Araplar gibi Iraklı Kürtlerde ABD ile beraber idiler, ama bu gencin söyleminde hakaret ve istemezlik vardı.
Biraz düşündüm Arapçam çok iyi değil ne cevap vereyim diye düşündüm, birden aklıma geldi Enver dedim, sen Halepçe diye bir yer duydun mu diye sordum, bu genç durdu daldı biraz sağa sola baktı, ben hemen söze başladım yok Enver yok sen böyle bir yer duymadın, şaşkınlıkla bana sordu nedir bu sorduğun dedi.
Ben dedim ki Halepçe Irak’ın kuzeyinde bir şehirdir, oradaki yaşayanlar Kürt’tür, ve bundan On beş sene önce Saddam rejimi o insanların üstüne zehir yağdırdı, on binlerce insan öldü, işin trajedim durumu bu olay sizin medyada yer almadı, çünkü öldüren Arap, ölen Kürt size ne, ve devam ettim sordum sen Telabanî veya Barzani olsan ne yapardın.
Bu söylediklerim üstüne bu genç önce inanmak istemedi, ama dedi ki bu söylediklerin doğru ise onlarda haklıdır dedi, ama inanmadığı gibi bir hali vardı.
ANKA
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.