VE ASLINDA HUZUR

İnsan evladı nasıl yaşamalıydı kendisine bahşedilmiş çok değerli ve de aynı zamanda pamuk ipliğine bağlı şu gizemli hayatı?

Sürekli planlar programlar yaparak kendisine sınırlar içerisinde konfor alanı yaratarak mı, gelişine yaşayıp bir saniye sonrası hakkında tahmin yürütemeyerek mi, dengeyi bulmaya çalışırken dengesizliğe doğru yuvarlanarak mı, başkalarını izleyerek neyi isteyip istemediğini sorgulayacak vakte erişemeden mi, belli şeylerin yoluna girmesi için değiştirebileceği tek şey kendisiyken değiştiremeyeceği insanların ve durumların değişmesini bekleyerek mi, kendisine dayatılan müziği videoyu giysiyi cümleleri tavırları hayatı benimseyip ne istediğinden bihaber yaşayarak mı, sabahları güneşe gülümsesemeden güneşin vücuduna ve ruhuna enerji vermesini bekleyerek mi, kendisini değersiz hissettiren insanlara küçükken içinde bulunduğu güven ortamındaki kişileri anımsatmasından ötürü değer vermeye devam ederek mi, yargılayıcı iç ve dış seslerden uzak tüm çıplaklığıyla kendisine kendisi hakkındaki görüşlerini anlatmayarak mı , hayatın henüz kendisini koparmadığı sevdiklerine sarılmanın ne büyük güzellik olduğunu fark etmeden yaşayarak mı , huzurun nerelerde saklı olmadığının ve aslında huzur denilen güzelliğin saklı olmadığının farkına bir türlü varmayarak mı?