GÖÇ POLİTİKASI (2)

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Zorunlu Göç etme talihsizliğinde sadece bir örnek!

Suriyelilerin hala devam eden mağduriyetleri sonucu hem Suriyelilerin hem de ülkemizin yaşamak zorunda olduğu sorunlar/sıkıntıların hesabını kim verecek?

Hiç kimse isteyerek ve gönüllü olarak ailesi ve yakınlarıyla bireysel/kitlesel göç etme alternatifini seçmiyor. Savaş, afet ve sürgün gibi nedenlerle mülteci/sığınmacı konumuna düşmenin hiçbir izahı yok.

Geçici ve Kalıcı Göç itibariyle iki kısma ayrılan yer değişikliğinde Suriyeli veya Afgan ya da başka etnik yapı unsurları ne yazık ki zorunlu göç mağduru durumunda hem ülkeler bazında hem de uluslar arası sahnede problemli yaşam alanlarında hayata tutunma savaşını verme gayreti göstermekte.

Bu manada uluslar arası birlik ve toplulukların eşitlik ilkelerine uygun hale getirilmiş standart Göç Politikaları yoktur. Ülkelerin iç işlerine müdahale kabul edilmesi gibi önemli bir ayrıntı bu duruma engel yaratmakla beraber hali hazırda insan kitlelerini ilgilendiren genel çerçeveli bir uygulama tarzının olmaması küresel sorun haline dönüşmesine yol açmakta.

Her ne kadar Uluslararası Göç Örgütü gibi bir kuruluş varsa da yaşanan göç sürecindeki ölüm, mağduriyet ve sorunları engelleyecek bir etki yarattığı söylenemez. Daha çok bu kuruluşun yasa dışı göçleri engellemek ve insan ticaretini önlemek gibi amaçlar edindiği söylenebilir.

Küresel sorun haline gelen göç olayında sadece bireyler veya göç eden mağdurlar fayda veya zarar görmemekte. İşin iki taraflı başka cepheleri de var. Göç veren ülke ve bölgeler gibi göç alan ülke ve bölgeler açısından da ortaya çıkan fayda/zararlar mevcut.

Göç veren ülke/bölgelerde işsizliğin azalması, göç edenlerin istihdama katılımı ve yeni meslek edinerek gelir etmeleri işin fayda boyutunu önümüze koyarken, nüfusun azalması ve genç potansiyel sayısının düşmesi gibi etkenler de göç veren ülkelerin hanesine eksi puanları yazdırma nedeni olmakta.

Göç alan ülke/bölgelere etkisi itibariyle olumlu yönleri iş gücü açığını kapatması, nüfus sayısını artırması, nitelikli insan gücüne sahip olunması gibi avantaj noktaları olmakla birlikte olumsuz yönleri de göçmenlerin kültürel sorunlar yaşaması, yerleşim sıkıntısı, yerli halkla yaşanan sıkıntıların yarattığı dışlama tepkileriyle ayrımcılık ve ırkçılık problemlerinin doğurması olmakta.

Bu olay ve durumlar uluslar arası boyutta düşünüldüğünde daha fazla kitlesel mağduriyetlerin ortaya çıktığı görülecektir. Gerek yasal yollarla gerekse yasal olmayan yollar itibariyle sebep olduğu yer değişikliğiyle ülkeleri sosyal ve siyasi açıdan etkileyecek sonuçlar doğurmakta.

Ülkelerin kendi içerisinde yaşadığı siyasal iktidar mücadeleleri, rejim değişikliği, iç çatışma nedenlerinin artışı gibi ana başlıklar altında toplanabilecek etkenler günümüzde Suriye örneğinde görüleceği üzere önemli kitlesel göçlere yol açmakta. Özellikle dini ve etnik ayrımcılığın yoğunluk gösterdiği bölgelerde göç dalgaları yüksek oranlara ulaşma ivmesi kazanmakta.

İstihdam oranının düşüklüğü ve işsizlik rakamlarının büyüklüğü konusunda yönetim mekanizmalarının yaptığı hatalar ve özellikle vergi yükünün artışı ile meydana gelen ekonomik krizler göç hareketini daha çok gelişmiş ülkelere yönlendirmekte.