Bu kasrın ana bölümü şu an tamamen bir müze halindedir, Adıyaman depremi sırasın da duvarlarda çatlaklar oluşmuş ama yıkılacak bir durumda değildir.
Kasrın ikinci bölümü, ana Kasrın güneyinde kalır, uzunluk aynıdır, o biraz daha dardır, son senelerde ihtiyaç için biraz ilaveler yapılmış “L” şeklindedir. Orası da şu an herhangi bir aile ye ev sahipliği yapmıyor.
Fakat aşiret tüm Misafirlerini orada ağırlıyor. Kanepe ve koltuklarla döşenmiş misafir odası biraz ince ve uzundur. Başta Kasrın Mimari Hüseyin Kenco olmak üzere ailenin ileri gelenlerin bireylerin fotoğrafları orda sergileniyor.
Kasrın ikinci bölümün, alt ve iç tarafından Duvarlarda oyuklar açarak atlarını orada hem yiyecek hem su ihtiyacını görmüşler, öyle bir tertip ki dışarda bu atlara bırakın saldırmayı görüntüsünü bile görünmez bir şekildir, çünkü at onlar için her şeydir.
Bu gün de biz oraya misafiriz, balkonda otururken, arkamız Suriye tarafı, ön tarafta geniş bir düzlükten sora Mardin, Diyarbakır arası sıra dağlar.
Bu bölge zaten tamamen düzlüktür o balkonda oturup uçsuz bucaksız bu araziyi seyir etmek çok zevklidir, insanları derin hayallere iter, insan o zaman his ettiğini kendisi de bir anlam vermez, o güzelliğe o kadar dalmışım ki, manzara beni büyülemiş, peş peşe içtiğim çayların sayısını unuttum.
Beriye dediğimiz bu geniş topraklar, geçmişte hem yakın hem uzak zamanda çok olaylara tanık etmiş, şu an sessiz sedasız uzanıp gidiyor, son senelerde suyun bölgeye akması ayrı bir renk, gelecek bakımında bir umut vaat ediyor.
Allah Kasra Hüseyin Kenco’ya uzun ömürler versin. O tarihin içinde sahiplerine çok hizmet etmiş, nice misafirler ağırlamış ne babayiğitler orada yetişmiş, yolda kalanların konaklama yeri olmuş, bir çok düğün ve olaylara ev sahipliği yapmış.
Bu gün de, aile onun adı ile anılıyor, onlar için bir miras bir kültür bir tarihtir.
BATMAN’DA BANKA ÇOKSA ORTADA ÇOK PARA VAR DEMEKTİR
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.