ABD adlı bu uçsuz bucaksız büyük devletin her şeyi tuhaftır. Devlet sisteminde başkalarına benzemez. Bilinir ki burada başkanlık sistemi vardır. Bu başkan bütün dünyaya hükmedebiliyor fakat içerde o kadar da güçlü değil. ABD de 1789 yılından beri yürürlükte bir seçim sistemi var. Seçimler dört senede bir her kasım ayının ilk pazartesiyi takip eden salı günü yapılır. Her ne kadar bağımsız küçük parti adayları varsa da kimse bunları pek bilmez. Görünen Cumhuriyetçiler ve Demokratlar diye iki parti var. ABD de Başkanlık seçimi olacak yıl çalışmalar şubat ayında başlar. Bir kişinin aday olabilmesi için ABD vatandaşı ve ABD doğumlu olması gerekir. Önce her iki parti kendi arasında yarışır. Elli eyalette yapılan delege seçimleri Temmuz ayında biter. En çok delege kazanan aday o partinin başkan adayı olur. ABD’de sürekli bir parti genel başkanı yoktur. Girdiği seçimi kazanamayan bir kişinin o partideki kariyeri biter. O kişi sadece bir parti üyesi olarak kalır. Eylül başında artık başkanlık seçim sürecine girilir. Her iki başkan adayı elli eyaleti gezer ve kampanyalarını sürdürürler. Bu iki aday güvenlik, dış siyaset ve ekonomi konularında üç sefer halkın karşısına çıkarlar. O gün bütün ABD’li vatandaşlar tv başına kilitlenir. Her iki adayı dinlerler.  Bu tartışmalarda başarılı olan aday avantajlı bir konuma gelir. Seçim günü her eyaletin genel valisi seçim kurulu ile seçimi idare eder. Seçmenler direk başkana değil seçici kurula delege seçmek için oy verirler. Her eyaletin nüfuzuna göre delege sayısı mevcuttur. Bir eyalette bir oy fazla alan parti tüm delegeleri alır. Toplam 550 olan delegenin 276’sını alan başkan seçilir. ABD’de bir de bir ayağı temsilciler meclisi, diğer ayağı Senato olan kongre vardır. Kongre çok güçlüdür ve olağanüstü yetkiye sahiptir. Her zaman başkanın üstünde bir kılıç gibi sallanır. Seçim günü başkanlar bu seçime de çok önem verirler çünkü eğer başkanın kendi partisi kongrede sayı bakımından güçlüyse bu onun işini çok kolaylaştırır. Burada temsilciler meclisinde parlamenter, senatoda senatör olmak çok zor bir iştir. ABD de çok güçlü bir yargı sistemi var. Bir başkan bir savcı veya hakime söz geçiremez.