Valimizin açıklamasına göre Batman’da suç oranında %30’luk bir azalma var. Bu haber kulağa iyi geliyor; memleket için sevindirici bir veri gibi sunuluyor. Ancak rakamların arkasına dikkatle bakmazsak, hem başarıyı fazla büyütürüz hem de asıl yarayı görmezden geliriz.

%30’luk düşüş neyi anlatıyor? Suç işlenme sıklığındaki azalmayı... Fakat asıl soru şu: Bugüne dek nasıl bu boyuta vardık? Nasıl oldu da Batman gibi küçük, birbirine yakın çevrelerin yoğun olduğu bir ilde bu düzeyde suç işlenmesi hem ailelerimizin hem sivil toplum örgütlerinin hem de toplumun genelinin gözünden kaçtı? Neden yeterli tepki gösterilmedi?

Günlük haber akışına baktığınızda, özellikle yerel muhabirlerin paylaşımlarında, gençler arasında hesaplaşma, bıçaklanma, silahlı yaralanma haberlerinin sıklaştığını görüyoruz. Bıçak haberleri sıradan bir satır haline geldi; gençler arasında “paylaşılmayan” neredeyse hiçbir şey kalmadı. Bu, tesadüf olamaz; sistemik bir sorunun işareti.

Suç oranlarının artmasını sadece yoksullukla açıklamak eksik olur. Elbette ekonomik etkenler rol oynar; ancak birçok şehirde, aile bağlarının güçlülüğü, eğitim, rehberlik ve toplum desteği bu riski azaltıyor. Batman örneğinde bence en önemli neden, ailelerin ve toplumun gençlere sahip çıkmada yetersiz kalması. Çocuklara sağlıklı eğitim verilemiyor, riskli gençlik davranışları zamanında tespit edilip düzeltilmiyor, gençler göz göre göre suça teşvik ediliyor veya kullanılabiliyor.

Polis her gün yeni bir olayla uğraşmaktan yoruldu; hakimler, savcılar ve cezaevi sistemi de tıka basa dolu. Birçok aile ya çocuğunu, ya yakınının cezaevinde olduğunu yaşıyor. Bu durum artık yalnızca bireysel mağduriyetlerin toplamı değil; Batman için toplumsal bir yara. Hapishanelerin doluluğu, sistemin sadece cezalandırma üzerine kurulu olduğunu; önleyici, rehabilite edici hizmetlerin yetersiz kaldığını gösteriyor.

Bu sorunun sorulması gerekiyor: Gençler neden suça yöneliyor? Aile içi ihmal mi, ilgisizlik mi, aile içi şiddet mi, yoksa gençlerin sosyal ağları, uyuşturucu veya organize suç örgütlerinin influence’ü mü? Bu soruların cevabını almak için saha çalışması şart. Kapı kapı dolaşarak, yerinde tespitlerle, sağlık, sosyal hizmet, eğitim ve emniyet kurumlarının birlikte çalışacağı bir heyet kurulmalı.

Değerli Batman halkı: Bu gençler bizim gençlerimiz. Onlar bizim geleceğimiz. Suç oranlarını düşürmek sadece polisin, valiliğin ya da mahkemelerin işi değildir. Sivil toplum kuruluşları, muhtarlar, aileler, okullar, din görevlileri, iş dünyası ve yerel medya birlikte hareket etmelidir. Rehabilitasyon programları, gençlik merkezleri, mesleki eğitim ve iş imkânları yaratılmalı; ailelere yönelik destek ve eğitim programları uygulanmalı.

“Bana bir şey olmaz” demek artık geçerli bir savunma değil. Bu konu üzerinde ciddiyetle durulmalı, tek tek herkes üzerine düşeni yapmalı. Suçun kökleri kurutulmadıkça elde edilen yüzde düşüşleri geçici bir rahatlama sağlar; esas sorun aynı yerde durur. Batman’a huzur ve güven istiyorsak, bu bataklığı birlikte kurutmak zorundayız.

Hoşça kalın ve lütfen bu konuyu önemseyin; çünkü bir gün başımıza gelentiler, başkalarının başına gelenlerle sınırlı kalmayacaktır.