MÖ’20. Yüzyılda Hz. Süleyman zamanında saltanatının dördüncü yılında başlanmış ve 7 yıl 6 ayda tamamlanmıştır.
bu duvar 485 metre uzunluğunda 18 metre yüksekliğinde, kireç taşlarından yapılmıştır.
Bu taşların bazıları boyu 12 metre eni 1 metre olup yüz ton ağırlığındadırlar.
Toprak seviyesinin üstünde 24 büyük taş yer altında kalan 19 taş sırasından meydana gelmektedir. Yüksekliği yerden 18 metre olup, 6 metresi mabet alanının seviyesini aşmaktadır.
Bu duvar Beytül Makdis’in bitişiğinde batı tarafındadır.
Buraya ağlama duvarı demesinin farklı rivayetleri vardır, birkaç tanesini sıralayalım.
1- Babil sürgününde Tanrı Yahve bizi terk ettiği için ağlarlar.
2- Yahudiler ağlamaz dua ederler, Ağlama duvarı adını Hıristiyanlar vermiştir.
3- Yahudiler bu duvarın taşların yaslanarak, mabedin yıkılışını, Romalılar tarafından Kudüs’ten sürüşlerini anıp ağlarlar, yeniden bölgeye hâkim olmak için dua ederler.
4- Tevrat tefsirlerine göre bu duvar yıkılmayacak ve Rab mabedin batı duvarını asla terk etmeyecektir.
5- Başlarına gelen musibetler, Tanrının kendilerini terk ettiği için ağlarlar.
Üç semavi din içinde buranın önemi büyüktür.
Müslümanlar: Hz. Muhammed’in Miraca çıktığında burada Peygamberlere namaz kıldırmış ve burada Allah katına çıkmak için Burağa binmiş, onun için Müslümanlar buraya Burak Duvarı da söylemişler.
Hıristiyanlar: Hz. İsa’nın buraya sık sık gelip vaaz verdiği ve Hıristiyan hacılara önemli bir ziyaret yeri olduğuna inanırlar.
Yahudiler: Yahudiler için Kudüs ve ağlama duvarı her şeydir, asıl ağlamalarının sebebinin çok söylendiği hikâyede şudur. Bilinir ki Hz. İsa’dan sonra İsevi dini gelişti. Kudüs’ü zap eden Romalılar bunu resmi din yaptılar. Yahudiler buna türlü entrikalarla karşı çıktılar. Romalılar bütün Yahudileri bu Bölgeden sürüp dünyanın dört tarafına sürgün etme kararını aldılar, bunun üstüne bütün Yahudi ileri gelenleri bu duvarın önünde toplanır, yeryüzüne dağılmadan önce, birbirlerine bazı nasihatlerde bulunurlar.
1- Gittiğiniz her ülkede oranın sahibi ile dost olun, daima güçlünün yanında yer alın.
2- Ticaretin dışında asla ve asla bir işle meşgul olmayın.
3- Bulunduğunuz ülkenin şartlarına ve kültürlerine uyun, ama akşam eve gelip kapınızı kapattığınız zaman bir İbrani bir Yahudi olmayı unutmayın, bunları çocuklarınıza öğretin. Eğer bunları yaparsanız torunlarımız bir gün mutlaka topraklarına dönecekler.
İşte Yahudiler birbirlerinden vedalaştığı zaman burada toplanıp ağlayarak Dünyanın dört tarafına dağıtıldıkları için buraya Ağlama Duvarı diyorlar, bu gün için bu terimi artık kullanmıyorlar.
BASIN VE GAZETECİLİK