AŞUT İLE ANUŞKA

     Kafkaslarda birbirine komşu ve düşman olan Hıristiyan Bakretuni ve Müslüman Şeddadi emirlikleri var idi, Şeddadi emiri Bagretuni Kralının kız kardeşi Taşire hanımla evli idi, fakat araları hiçbir zaman iyi değildi, Şeddadi emirinin Aşut adında genç ve cengaver bir oğlu vardı, Bagretuni kralının da Anuşka adında bir kızı vardı, fakat anası onu yanlış doğurmuş olacakki, Anuşka bir kızdan daha çok bir pehlivan idi, iyi derecede kılıç ve ok kullanırdı, işin kötü tarafı Anuşka kütü yetişmiş, oluşturduğu çetelerle komşularını talan edip onlara huzur bırakmıyordu, deyim yerindeyse çete reisi olmuştu.

      Şeddadi emiri bunun önünü almak için oğlu Aşuti görevlendirdi, Aşut hiç durmadan Anuşka ve çetelerine karşılık verdi, Anuşka bu durum karşısında zor durumda kaldı, ve eli boş dönüyordu. Sonra bir hileye baş vurdu, Aşute bir haber yolladı, elli atlı ile bereber seni bekliyorum kendine güveniyorsan karşıma çık der, bunun üstüne Aşut de vay şu uzun saçlı cengavere bak bana meydan okuyor, Aşut adamlarını alır Anuşka’nın belirttiği yere gelir, o güne kadar birbirlerin hiç görmemişler, Aşut Anuşka’nın güzelliğine hayran kalır, normal şartlarda ona niye aşık olmasın, ama durum şimdi farklı, Anuşkada Aşute hayran kalmaz değil, fakat Aşuti çağırır eğer erkeksen seninle birebir çıkalım başkasının kanını dökmeyelim der.

     Bu şekilde Dayı kızı ve Hala oğlu kavgaya tutuşurlar, Aşut kaç sefer fırsat bulur fakat onu öldürmeye eli kalkmıyor, kavga sırasında ona nasihatlar yapıyor, moralini bozmak içinde  ey uzun saçlı dayı kızı anam gelsin seni bana istesin, senin gibi güzel bir geline annem çok sevinir, Anuşka bu laflara hiç kulak asmaz, ama Aşutın çok iyi bir düğüşçü olduğunu görür, fakat ona tuzak kurmuş, yüzlerce adamını saklamış ve bir emirle hepsi birden Aşute saldırır onu  esir alırlar, Anuşka emir verir onun canını acıtmayın, hızlı bir şekilde geri gidelim, babası duyarsa hemen üstümüze adam sallar, Aşuti getirip Gergos adındaki Zindancıya teslim eder.

       Bagretuni de Anuşka’nın Şeddadi emirinin oğlunu esir ettiğini büyük bir coşkuyla karşılanır, Anuşka’nın şanı yükselir, Aşut için zindan çok zordur, cahilliğin kurbanı oldu nasıl bir kadına güvendi, aylar geçti zindancı Gergos Aşute hayran kalır, ona bir baba gibi davranır, ve defalarca Anuşka’nın yanına gelir, sen iyi yapmadın der, bu cengaveri serbest bırak, Gergos Anuşka’ya şunu söyler, her şeye rağmen  bu genç sana aşıktır, Anuşka’nın içinde de kıpırdamalar başlar, geceleri gizlice zindana gelir Aşutu seyreder ve kısa sürede oda Aşute aşık olur, şimdi ne yapacak Aşuti kendine nasıl inandıracak, Aşutu nasıl kurtaracak.

     Kışın tam ortasıdır yerde bir metre Kar, dondurucu bir soğuk var,  Anuşka Gergosa der bu gece Aşuti sıcak bir odaya al ve oradan uzaklaş, Gergos Anuşka’nın dediğini yapıyor, Aşut soruyor Gergos amca ne oluyor, bu gece beni bu Saray gibi odaya niye aldın, Gergos emir büyük yerden söyler ve çıkar gider, biraz sonra Anuşka süslenmiş, bir kavgacı değil bir aşk perisi gibi Aşutun olduğu odaya girer, Aşut şaşırır dayı kızı buda senin yeni bir hilemidir, sen neyin peşindesin, Anuşka Aşute bakar ve ne olur beni affet, ben kütü biri idim, aklım başıma geldi, sen beni insan yaptın, ne olur bana güven ben seni buradan kurtaracağım, beni de al Halama gelin yap, bu gece seni inandırmak için, kendimi sana bırakıyorum, benim sahibim bu gece sensin,  ve o gece zindanda muradına erdiler.

       Buradan çıkmak için gündüzün imkan yoktu, gecede Nöbetçiler her yeri tutuyor, Gergos bir plan yaptı, geceleyin bir kaç kişi şehrin dışından, hayvan barınağının olduğu yerden bağırdılar, Talancılar gelmiş Hayvanlarımızı götürüyorlar, bunun üzerine o gece karanlığında, yediden yetmişe herkes dışarı fırladı, kimsenin kimseyi soracak halleri yok,  hava soğuk her kes yüzünü gözünü sarmış, Bundan faydalanan Aşut, Anuşka ve Gergos Bagretuni Şehrinden çıkıp Şeddadi emirliğine kaçtılar.