BÖLÜNMÜŞ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER: ETKİN ÇOK TARAFLILIK İÇİN ÇALIŞMAK (1)

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İnsanlık her zaman için “Birliktelik Ruhu” na ve “Birliktelik Bilinci” ne muhtaç olarak varlığını sürdürmeye çalışır.

İnsanlar bireysel yaşamdan çok beraber yaşama ve ortak paydalarda/faydalarda buluşma hissi duyma ve yaşama ihtiyacına gereksinim duysa da modern hayatın önüne koyduğu dayatmalar nedeniyle yeni yüzyıllara her zaman mutsuz/aidiyetsiz girme şanssızlığını yaşamaya mecbur kalmakta.

Çünkü ortada “Bölünmüş” bir yaşam tarzı/biçimi ve bireysel/ferdi bir yaşam modeli var. Modernite ve teknolojik ilerleme her ne kadar gelişmişlik ve ilerleme itibariyle her türlü ihtiyaca cevap veren bir yaşam şekli ortaya çıkarmışsa da insanların zevk almamak, haz duymamak, içine kapanmak, diğerlerinden kopmak, yalnızlaşmak gibi istenmeyen bir hayat kültürüne sahip olmalarına da yol açmakta.

Konu bir de ülkeler ve uluslararası bir boyut kazanınca iş daha da karmaşık hale geliyor. Savunma, güvenlik, stratejik güç, üretim ve Pazar ihtiyacı, ekonomik işleyiş, ticaret ve sanayi faaliyetleri gibi ülkeler/devletlerarası ilişkiler ile işbirliği kapsamında ülkeler arası yapılan anlaşma ve etkinlikler birlik ve beraberlik üzerine kurulu Dış Diplomasiye dayalı topluluklar bilincini doğurmalıdır.

Çünkü mevcut Birlik ve Topluluklar itibariyle oluşan ülkeler arası ve devletlerarası tüm anlaşmalı ittifakların “Dünyanın 5’ ten büyük olmadığını” işaret edercesine “Güç Tasarrufu” kullanma adına bazı ülkeleri sömürücü pozisyonuna getirmekte.

Aslında “Dünyanın 5’ ten büyük olduğunu” kabul etmeyenler için yüzyılların temel mantığı sömürü zihniyetine hizmet etmek olmuştur.

Her ne kadar kuruluş aşamalarında insanlık hak ve hürriyetlerinin yanı sıra ülkelerin menfaatini de gözetme ilkelerini prensip kabul eden bazı ulusal güçlerin hegemonyasına giren topluluk ve birlikler kontrol edilemiyorsa da yapılması gereken tek şey tüm ülke menfaatlerini gözetecek ilkeleri hedef alan adil ve eşit uygulama sistemini masaya yatırmak olmalıdır.

Günümüz Batı medeniyeti ile Doğu ülkelerinin uluslararası ilişkiler ağında ortak amaçlar ve ortak hareketler konusunda bir araya gelmelerini sağlayan çok az sayıda örgütlü yapıda birlik ve topluluk var.

Batı ülkeleri kendi aralarında kurdukları örgütlü yapılarla yani BM ve NATO gibi kuruluşlarla ortak menfaatlerini koruma/gözetme hedefiyle baskınlık kurma idealiyle etkili bir kanal yaratma amacıyla projeler geliştirmekte.

Doğu ve Asya ülkeleri gibi Afrika ülkeleri de dünya geneli eylem planlarıyla hareket eden bazı ülkelerin ve güçlerin hegemonyasında, kısıtlı imkânlarla dış diplomasilerini yürütme fırsatı bulmakta. Bu durum bazı ülkeleri sömürge mekanizmasına dönüştürürken çoğunlukta olan diğer ülkeleri sömürülen ve ekonomik dinamikleri yönlendirilen ülkeler seviyesine indirmekte.