Doğal ortamı ve tabiat sahnesini bozucu girişimlerle sağlıksız hale getirmek insana has bir özellik!
Çünkü canlılar dünyası, daha doğrusu hayvanlar âlemi kendi doğal yaşam alanlarında bozucu eylemlerden uzak bir şekilde kullanabildiği seviyede yaşamını sürdürme gayreti göstermekte. Bu âlemde doğayı yakma, yıkma, yok etme, bozma, yaşanmaz hale getirme gibi bir dert yok.
Havayı, suyu, toprağı ve sosyal ortamı bozma olayını sadece insan gerçekleştiriyor. Bitki gibi canlı bir âlem sağladığı temiz hava ve oksijen kadar sunduğu doğal sahne itibariyle insana fayda sağlarken, hayvanlar âlemi insana sunduğu nimetler dışında doğal olanı bozmayan bir yaşam sürecini takip eder.
Ama insan öyle mi?
Yaşam sürecinde ihtiyaçların giderilmesi ve hayatını sürdürme çabalarını sağlaması adına doğal ortamı bozucu/yok edici girişimlerde bulunabiliyor.
Sadece ülkemizde değil tüm dünyada faciaya dönüşen yangın olaylarının sayısındaki artışın altında yatan etkenleri sorgulamak bile sıkıntıların ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Çünkü özellikle yaz aylarının kurak dönemlerinde artan yangınların ortaya çıkardığı zararlar hem insanı hem bitki ve hayvan âlemini hem de doğal ortamı yok edici tahribatları önümüze seriyor.
İnsana mükemmel bir yaşam alanı sunan yaratıcı gücümüzün ve içinde bulunduğumuz doğal sahnenin kendi faydamıza bir fırsat olduğu bilinciyle “İnsan-Doğa” birlikteliğinin dengeli bir yaşam sürecine oturtulması amacıyla yapılması gerekenleri sorgulamak adına kaçınılması gereken tüm etkenleri hayatımıza aktarmamız lazım.
Sadece resmi organlar değil, sivil inisiyatifin de hareketlenmesi doğrultusunda kirliliğe ve doğaya zarar veren eylemlere son verme konusunda bireysel ve toplumsal bilinç halimizi şekillendirmek şart!
İnsan, yangınlarla bilinçli veya bilinçsiz olarak doğaya zarar verirken, aynı zamanda kendi yaşam alanlarının birer parçası olan hava, toprak ve suya da zarar verdiğini unutmamalı. Bu unsurlar insan yaşamının olmazsa olmazlarıdır.
Kirlilik yaratan eylemler ve doğal ortamın kullanılması sonucu oluşan çöp sorununu ortadan kaldırmanın yolu herkesin kendi temizlik şuuru ve bireysel hassasiyetinden geçer.
Doğal ortamın temizliği, sağlıklı havanın varlığı, temiz suyun kullanılması, toprağın insanı doyurması ve yaşanan toplumun huzur ve güveni için bozucu girişimlerde bulunmadan, ideal bir düzenin sistematik varlığını benimseyerek hayat tarzımızı düzenlememiz gerekiyor.
Özellikle ilimizin temizlik bilincini artırmanın gayretiyle, kirletme eylemlerden uzaklaşmanın ilkelerini bulmamız şartıyla sokakları, mahalle ortamlarını, mesire alanlarını, alış-veriş merkezlerini ve diğer ortamları çöp olgusuyla anmamak amacıyla temiz tutmaya çalışmak lazım.
Yeşil alan, mesire ortamları, ağaçlık kısımlar ve doğal alanların ve aynı zamanda evimizin temiz tutulması için çöp bidonu ve tenekesi, çöl toplama araçları ve çöp toplama noktalarıyla olan ilişki ağımızı genişletelim.
Kirlilik, çöp sorunu ve doğal ortamı bozuculuk kavramları ile insan kavramı birlikte anılmamalıdır.