İnsani duygular değişkendir. Yaşanan olaylar ve karşılaşılan durumlar gösteriyor ki sahip olunan insani duygular kişiden kişiye ve zamana göre değişkenlik göstererek bazen yapıcı ve bazen de yıkıcı eylemlere yönelebiliyor.

Kötü olan durum ise insani duyguların yıkıcı tarafının ağır basarak merhametsizlik doğurması ne yazık ki…

Merhamet yoksunluğu veya merhametsizliğin doruk noktasını işaret eden olayların yaşanması aslında insanın yıkıcılığın kökenlerini taşıdığını ve ortama/zamana göre ortaya çıkarak kötülükler/çirkinlikler meydana getirdiğini gösteriyor.

Silahla masum çocuk/çocuklara mermi yağdırmak ve küçük bedenleri yaşamdan koparmak ancak vahşilik esiri yaratıkların yaşatacağı bir yabaniliktir.

Merhamet yoksunluğu, eline aldığı silahla gece yol keserek anneyi/babayı tarayıp, iki masum ve günahsız çocuğu da kurşunlara kurban eden kişi/kişilerin içlerindeki çirkinlik ve kötülüğü yaratıcıya meydan okuma anlamına indirgemesi anlamı taşır.

Filistin ve Gazze katliamlarını dillere sakız yaparak, kendi içimizdeki Yahudilerin yaşattığı çirkinlikleri kendi insanımıza ve çocuk, kadın veya yaşlı fark etmeden yaşatan mahlûkların önümüze koyduğu sahneyi lanetlemenin dışında elimizden başka bir şey gelmiyor.

Hiçbir neden ya da hiçbir bahane katliam, cinayet, yıkım, cana ve mala kast için temel dayanak olamaz. Çünkü verilmiş bir yaşam hakkı ve insan topluluğu paydasında birlikte hayat sürdürme hakkı doğal yaratılış felsefesinin ana temeli durumundadır.

Hiç kimse başkasının yaşam hakları konusunda tasarrufta bulunma yetkisinde değildir.

Merhamet duygusu insan doğasının olağan/var olan bir hissiyatıdır. Merhamet, canlı veya cansız olan her şeye kabullenme sınırları dâhilinde varlık bilinciyle yaklaşmak; Zarar vermeyecek tedbirlerle hareket etmek; İnsani duygularla koruma güdüsünü hayata geçirmek anlamları taşır.

Bu anlam aynı zamanda yaratıcı kudretimizin insana yüklediği bir sorumluluk bilincidir. Yaratıcımızın yaşam felsefesine aykırı davranarak merhamet yoksunluğu tercihinde bulunmak hem canlı/cansıza hem de yaratma kudretini insana şans olarak tanıyan Allaha bir bakıma isyankârlık göstermek manası taşır.

Çünkü sadece sivil hayatta veya barış dönemlerinde değil, savaş ve çatışma anlarında da müdahale edilmemesi gereken hassas noktalar ve insan tipleri belirlenmiştir. En kötü senaryolarda bile hem dini kaynaklar ve ilahi ilkeler hem de yazılı ve yazısız insani tüm kanunlar korunması gereken canlı/cansız tüm varlıkları önümüze sererek dokunulmaması gerektiğini vurgulamıştır.

Merhametin devreye girdiği nokta işte bu dokunulmaması/zarar verilmemesi gereken canlı/cansız varlıkların önümüze konan gerçeklikleridir.

Sorgulanması gereken çok şey var da…

Kişisel menfaatler ve bireysel çıkarlar ne yazık ki hem inancımızın hem de insani duygularımızın önüne geçerek karşımıza yaşanmaması gereken çirkinlikleri çıkarmakta.