“İnsan kompleks ve parçalanamaz bir bütündür” görüşü yüzyıllar boyunca tartışılan bir konu. Çünkü son yüzyıl bilimsel ilerleme ve teknolojik yapılanma ile birlikte insana dair ne varsa daha fazla su yüzüne çıkmaya başladı.
Bitti mi?
İnsan hakkında söylenmesi gerekenler ya da insanı tanıma ve anlama konusundaki çalışmaların sonuna gelindi mi?
Asla…
Bitmedi ve bitecek gibi de görünmüyor. İnsan hakkında yapılan tüm bilimsel ve felsefi çalışmalar, insan hakkında değişik bilgileri önümüze sermeye devam edecek.
Yazarın dediği gibi “İnsan konusu bitmiyor ve tükenmiyor.”
Tüm bilimsel veriler ve tüm düşünsel yorumlara rağmen insanla ilgi ruhsal, psikolojik, zihinsel ve manevi boyutla alakalı bilinmezler sona ermiyor.
Anatomi (insan vücudu ve yapısını inceleyen tıp alanı), Kimya (maddenin yapısını ve özelliklerini inceleyen bilim), Fizyoloji (vücudun hücre, doku, organ ve sinir sisteminin işleyişini araştıran alan), Psikoloji (zihin ve davranışı inceleyen bilim), Eğitim, Tarih, toplum bilim (sosyoloji), Siyaset gibi alanların tek amacı insan mefhumunu kendi yöntem ve teknikleriyle anlamak/açıklamaya çalışmaktır.
Bilimin açıklamaya veya tanımaya çalışarak ele aldığı insan tanımı somut ve gerçekliği olan verilere dayanır. Görünen ve maddi gerçekliğe dayanan boyutuyla ilgili araştırmalar sadece fiziki ve anatomik yapı ile uğraşırken; Son yüzyılla birlikte insanın sosyal/toplumsal yönleri ile iç dünyasını ifade eden psikolojik boyutları da inceleme konusu olarak bilimsel sınırlarda ele alınmaya başladı.
Özellikle ruh, zihin, kişilik yapısı, zekâ ve sosyal ilişkiler konuları insanı eksik yönleriyle tanımlayan disiplinlere ve ekollere yol göstermeye başladı.
Çünkü insan vücudu değişik sıvılardan meydana gelen kimyevi bir bileşen yapısına sahiptir. Sinir sistemi itibariyle muhteşem bir ağ yapısıyla organik bir makinenin canlılık kazanmasında potansiyel bir enerjiyi kullanma gücünü gösteren insan, aynı zamanda bilinç ve şuur yeteneklerini de özünde barındırır.
Bu yüzden insan sahip olduğu isteklerinin, arzularının ve beklentilerinin esiridir. İstekler, arzular ve beklentiler de başkaları hakkındaki düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı belirleyerek şekillendirir.
Ama unutulan bir nokta var ki o da bilgisizliğimizin büyük olduğu konusudur. Kendini tanımayan veya tanıyamayan insan, insanı ve sistematik evrenin varlığını öğrenme konusunda bilgisizliğini fark etmek zorundadır.
Akıl ve düşünme yeteneği gibi bilinç ve şuur yeteneği olmayan diğer canlı türlerinde var olan sürü yaşamı ve içgüdüsel hayat koşulları, belirlenmiş davranışlar ve yaşam şekilleri olarak sürekli aynı görüntüleri önümüze koyar. Ama insan belirlenmiş, yaşaması için önüne konmuş değil, akıl ve bilinç yeteneklerinin kullanılmasıyla belirlediği davranışları iradesiyle seçerek yaşamaya çalışır.
İnsan hakkında yapılan araştırmalarda bu nokta göz önüne alınarak yaşam süresinin, duygu ve düşünce dünyamızın, akıl ve irade yeteneklerinin nasıl muhteşem bir varlığı ortaya çıkardığı anlaşılmaya çalışılmakta. Yani sinir sistemi, organlar, fiziksel yapı ile ruh enerjisi, düşünme yeteneği ve zihin donanımı arasındaki uyumlu halin nasıl yaşam şartlarını ortaya çıkardığı sorgulanmakta.
Daha doğrusu organik yapı, fiziki organlar, vücudun maddi formu ile akıl ve bilinç gibi farklı boyutların bir arada insan varlığını nasıl meydana getirdiği konusunda hala yapılan tartışmalar sonucu yeni teoriler ortaya çıkmakta.
Ama basit bir cevap da yok değil: Yaratıcımızın ruh vererek canlılık kazandırdığı insana bahşedilen akıl ve düşünme yeteneği mükemmel bir eser meydana çıkarıyor.
Asıl soru şu olmalı: Benliğinden, kimliğinden, yaradılış özelliklerinden, cinsiyetinden, karakter ve değerlerinden uzaklaşan/uzaklaştırılan insanı kendi özüne döndürmenin yolu nedir?
Bilgisizlik buna yol açıyorsa, bilgi peşinde koşmak buna çözüm olacaktır. Eğitimli olmak gerekiyor gibi basit bir yanıt yeterli kalmıyor. Önemli olan eğitim donanımı için azim ve kararlılık göstermek, gayret ve emek harcamak, irademizi kullanarak bilinç sahibi olmanın çabalarına girmektir.
DUYGUSAL DAYANIKLILIK
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.