Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Aytekin Alptekin

TİCARETİ BİR DE BENDEN ÖĞRENİN!

Kayseri’yi bilirsiniz.

Hem cimri olarak bilinirler, hem ticarette çok başarılı oldukları söylenir.

Bir gün bir Kayserili İstanbul’a göç eder.

Kapalı çarşıya gider ve oradan bir dükkân tutar

Dükkânda halı satmayı düşünmektedir.

Fakat bir taraftan da çarşının en iyi esnafını merak etmektedir.

Komşusuna hemen sorar buradaki en güçlü esnaf kim kimden korkmalıyım.

Komşu karşı köşedeki dükkânı işaret eder

Kayserili hiç üşenmez karşı tarafa gider. Fakat bir iskemle üstünde oturmuş bir Yahudi ile karşılaşır.

Dükkânın içi bomboştur.

Kendi içinden bu mu korkulacak esnaf dükkânın içi bomboş der.

Adama yanaşır merhaba ben yeni komşunuzun burada halı satacağım demiş.

Adam iyi demiş, hayırlı olsun bereketli olsun.

Kayserili merakını gidermek için adama dükkân neden boş diye sorar.

Yahudi gülümsemiş boş değil, ben varım ya demiş.

Peki, sen ne alıp satarsın diye sormuş Kayseriliye.

Yahudi ben her şeyi alıp satarım.

Kayseri demiş nasıl yani!

Yahudi, dönmüş Kayseriliye mesela senin dişlerin çok sağlam gözüküyor, onlara 10 altın veririm demiş.

Kayserili onlar benim ana dişlerim nasıl satabilirim ki size?

Yahudi olsun demiş sen ölene kadar sende durabilir, sen öldükten sonra alırım demiş.

Kayserili düşünmüş taşınmış.

Bu Yahudi enayi demiş.

Belki benden önce ölecek 10 altın da hiç fena değil demiş ve anlaşmayı kabul etmiş.

Yahudi Kayseri’nin eline 10 altın vermiş Kayserili dükkânına geri dönmüş ve çokça gülmüş.

Aradan bir ay geçer, bir ay sonra Yahudi yanlarında iki kişiyle çıkar gelir.

Kayserili hayırdır buyurun der. Yahudi hayırdır hayır dişlerine müşteri buldun der. Kayserili daha ben ölmedim ki olsun der. Bu müşteriler sen öldükten sonra dişlerini gelip alacak öyle anlaştık.

Adamın ağzını açtırır, tıpkı atları yapılır gibi adamlar dişlerini kontrol eder ve 15 altın veririz derler Yahudi kabul etmez 20 altın isterim der

Aradan bir ay daha geçer, Yahudi yine kapıda yanında iki kişi daha vardır.

Müşterim var dişlerine bakmaya geldik der.

Kayserili oldukça öfkelenir.

Bir değil iki değil her seferinde müşteri alıp dişlerime baktıramazsın der al sana bana verdiğin 10 altını dişlerimi satmaktan vazgeçtim.

Yahudi sen gördün.

Bu dişlere 15 altın verdiler vermedim bu gelenler de 25 altın veriyor sen 30 altın verirsen anlaşmamız sona erer der.

Kayserili mecbur 30 altını çıkarır Yahudi’nin eline tutuşturur.

Ya hadi güle güle dükkânı yolunu tutar arkasına bile bakmaz.

Adamın dükkânı boş ama ticari zekası beş yıldız.

Bu alıntı yazıyı sizinle paylaşmak istedim. Zira ticaretten sadece maldan mülkten ibaret olduğunu sanmayın ticaret akıl ve zekâ işidir. Paranıza yön vermek çok önemlidir.

Boş bir dükkân bir sandalye ve bu sandalyenin üstünde oturan zeki ve akılı bir tüccar.

İşte tüccar ve esnaf arasındaki fark.

Ticareti bir de benden öğrendiniz…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER