İşin doğasıdır her siyasi hareketin her oluşumun, hatta son zamanlarda iş sahası olanlarında, kendilerini tanıtmak için medyaları vardır, günün şartlarında elbette ki gerekli bir şeydir.

Asıl benim üstüne durduğum bu gibi medyalar değil, daha çok ana akım medya denilen, toplumun bir çok kesimi tarafından izlenen, dizi film, daha da önemlisi bayanlara hitaben yayınlanan toplumu ilgilendiren programlardır.

1980 li yıllarda şu meşhur Latin Amerika dizileri yayınlanırken, ahlakı bakımından toplumumuza uygun olmayan bu yayınları eleştirirdik, son senelerde bizdeki medya onları çoktan geri bırakmış, her nedense tepkiler çok cılız.

Özellikle aile içi kavgaların konusu olan programlar, hiç de bizim yapımızı ve yaşantımızı yansıtan şeyler değildir.

Bir bakarsın tüm aile bireyleri orada, tartışılan şeyler normalmiş gibi bağıra bağıra haykırıyorlar, suçlamalar, bazen küfürlere varan hakaretler.

Konu nedir.

Damat kaynanayı kaçırmış.

Kayın baba gelinine göz koymuş.

Yenge kocasının kardeşine kaçmış.

Bunlar ve bunlara benzer şeyler, ekranları saatlerce işgal ediyorlar. İşin daha da kötüsü sanki bu olaylar toplumuzda olağan şeylermiş gibi lense edilir, ailesini oraya çıkaran kimselerde bundan bir rahatsızlık duymuyor, eminim bütün bunlar gerçek değil hepsi yapmacıktır, Senaryodur, insanımız ahlak konusunda çok hassastırlar.

Normalde istemeden böyle olumsuz bir olayı yaşayan bir aile, halkın karşısına çıkıp da hak arıyormuş gibi, haykırıp, çağırıp bağırmaz, bu onları rencide eder.

Peki nedir bunlar, sanırım, reklam, biraz müşteri, daha çok kar, inanın ki bu çok korkunç bir şeydir.

Bir kaç sene önce, İran’ın Urmiye şehrinde bir eve misafir oldum, evin hanımı salonda bizim bu Tv’ler den birisini izliyordu. Gördüğüm aynı programlar, sordum Türkçe biliyor musunuz, kadın evet ben hep bu Tv’leri izliyorum, çok hoşuma gidiyor bizim burada böylesi yayınlar yasak, hanım arkadaşlarla birlikte izliyoruz.

Ben böylesi bu durumları, Suriye de, Irakta da görmüştüm, hatta Mısırda bile karşılaştım, yani tüm Orta Doğuya yönelik bir yayındır, müşterileri büyük çoğunlukla kadınlardı.

Her sene katıldığım Erbil Kitap Fuarında bir çok genç kadın yanımıza gelip, bu tv’leri iyi anlamak için Türkçe yazılan kitaplar alıyorlar.

Ahlaken çökmek fizikken çökmekten çok daha kötüdür.