Muhammed Sıddık Gündüz - Batman Pusula Gazetesi
bonus veren siteler casinositeleri.co https://www.battle-brothers.net
güvenilir casino siteleri istanbul evden eve nakliyat deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler popüler casino siteleri sex shop ofis taşıma parça eşya taşıma evden eve nakliyat nakliyat casino siteleri 2024 en iyi casino siteleri erotik shop uluslararası nakliyat
İmsak Vakti a 03:34
Batman KAPALI 22°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Muhammed Sıddık Gündüz

Muhammed Sıddık Gündüz

04 Mart 2022 Cuma

BİR MEDENİYET Kİ …

0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Yaratan Rabbinin adıyla oku” emriyle başlayan bir medeniyet.

“Sizi alaktan yarattık” diyerek tefekküre davet eden bir medeniyet.

“İlim kendin bilmektir” diyerek, kendini bilmeye ve bulmaya çağıran bir medeniyet.

Bu medeniyetin sahipleri bu düsturla hayata nizam verir.

Bu medeniyetin sahipleri sadece okumaz, kendilerini yaratan Rabb’lerini bilerek, anarak okurlar.

İçinde boğuldukları, ruhsal çöküntüler yaşadıkları bir düşünce biçimleri değil; tefekkür ve ümit dolu bir düşünce biçimleri vardır.

Onlar için ilim ve bilimin amacı kendini bilmek, bulmak ve olmaktır.

Bu medeniyette teknoloji insanlığı korkutmak için kullanılmaz.

Atomu parçalayıp elde edilen enerjiyle üretilen bombalar, masum insanların üzerine atılmaz.

Haberleşmek için üretilen cep telefonları, insanların konuşmalarını dinleyip mahremiyetlerini çiğnemek için kullanılmaz.

Kurulan sosyal ağlarla insanlar ekranların başına hapsedilmez, düşünceleri okunmaya çalışılmaz.

Bu sosyal ağlarda kimseye insanların inançlarına, ırklarına, yaşam biçimlerine serbestçe saldırma hakkı verilmez.

Bu medeniyette insan eşref-i mahlukattır, kıymetlidir.

İlaç şirketlerinin üretmeyi planladığı ilaçlar için Afrika’da ki yoksul insanlar kobay olarak kullanılmaz.

Daha çok üretilsin, birileri daha çok kazansın diye GDO’lu besinler üretilip insanların sağlığıyla oynanmaz.

Petrol için çıkarılan savaşlar, madenler için öldürülen insanlar olmaz.

Yer altı zenginlikleri için işgal edilen ülkeler ve yıkılan evlerin altında kalan hayatlar olmaz.

Sömürü zihniyeti bu medeniyette kendisine yer bulamaz.

Bu medeniyette ruh vardır, güzellik vardır. Özünde insan vardır.

Bu medeniyette adalet sadece mahkeme duvarlarında yazılan bir yazı değil,  toplumun üzerine inşa edildiği bir temel taştır.

İlim, bilim, hikmet sadece dizilerinde, söylemlerinde değil; hayatlarının bizzat içinde vardır.

İyilik, sadaka sadece para vermek değil; bazen toplumu rahatsız eden unsurları ortadan kaldırmak bazen ise küçük bir tebessümdür.

Bu medeniyet adaleti, merhameti, iyiliği, emniyeti kendine şiar edinmiştir.

Bu medeniyet baştan sona özdür, ruhtur.

Evet! Bu özü ve ruhu dünyaya hâkim kılabilirsek o zaman hayat bulabiliriz.

Dünyayı ve insanlığı içinde bulunduğu buhrandan kurtarabiliriz.

İnsana eşrefi mahlûkat gözüyle bakıp değer verebiliriz.

Yaşayabiliriz, yaşatabiliriz ve insanlığı dirilten ruhlar olabiliriz…

Devamını Oku

İNANIYOR MUSUNUZ?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

İman çok kullandığımız ama önemini ve mahiyetini tam olarak idrak edemediğimiz bir kelime.

Altını doldurup temellendiremediğimiz bir kavram.

İmanın bir anlamı samimiyetle inanmak.

Peki, inanıyoruz ama nasıl?

Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yüz çevirerek geçip giderler.  (Yusuf,105)

Farkında olmadan inanıyoruz. Farkında olmadan yaşıyoruz ve farkında olmadan ölüyoruz…

Yanından geçtiğimiz bir ağacın, her gün açan güneşin, gökteki yıldızların hatta gördüğümüz bir insanın bize Allah’ı anlattığından haberdar mıyız?

Gökyüzünde uçan kuşları, sarsılmaz dağları, nehirleri, evreni yaratan gücün farkında mıyız?

Şu dünya fabrikasını kusursuz bir şekilde işleyen, çalıştıran ve Kuddûs ismiyle sürekli temizleyen Allah’ı düşünüyor muyuz?

Her şey O’nu anlatıyor ve her şeyde ona dair bir alamet varsa biz nasıl görmüyoruz?

Allah bize sesleniyor: Akletmez misiniz, tefekkür etmez misiniz, düşünmez misiniz?

Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler:) “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. (Al-i İmran, 191)

Aklederek, düşünerek, tefekkürle elde edilen bir iman Bediuzzaman’ın tabiriyle insanı insan belki de sultan eder.

Peki insan nasıl sultan olur şu kainatta?

İnanmayan insan manen kördür evet Kuran’ın tabiriyle gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur. 

İnanmayan insan her şeye ve herkese madde gözüyle bakar ve ona göre değer biçer.

Tefekkür dolu samimi bir iman ise insana, Allah ile yaşamayı ve Allah ile görmeyi mümkün kılar.

İşte böyle bir insan;

Ağaca, hayvana, bir madde olarak değil Allah’ın yarattığı muhteşem bir sanat olarak bakar, ona göre değer verir ve yaşatır.

Karşısında ki kişinin sıradan biri değil Allah’ın esmalarını üstünde taşıyan bir insan olduğunu bilir ve önem verir.

Kendisi ve her şey onun için değerli ve kıymetlidir, sıradan değildir, basit değildir. O manen sultan olur ve herkes onun için bir sultan kadar övgüye, sevgiye, kıymete layıktır. 

Evet! Hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir:

O Allah yolunda imtihan olarak her türlü çileyi, belayı ve derdi sükûnet ve sabır içinde karşılar.

Dünya nimetlerinin gitmesi onu üzmez.

Mazlumsa bilir ki Allah var hesap var teselli bulur.

Sevdikleri elinden alınmışsa bilir ki ahiret var gönlü inşirahla dolar.

Hayatı elinden alınmışsa bilir ki onu bekleyen sonsuz bir hayat var.

Hastaysa bilir ki her türlü şifa O’nun yanındadır.

İman eden bilir ki her saniye yeni bir nefesle kendisine yeniden bir hayat veriliyor.

Bilir ki, evrenin içinde nokta kadar büyüklüğü bulunmayan bu dünya da onu yaratan ve kalbinin en derin, en gizli sırlarını bilen bir Rabbi var.

Ona hayat vereni bilir,  O’nunla yaşar, ve O’nunla ölür.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.